Dosya

ABD, İsrail'in ABD silahlarını Gazze'de kullandığına dair 500'e yakın rapora rağmen harekete geçmedi

ABD yönetimi, silahlarının İsrail tarafından Gazze Şeridi'nde kullanıldığına ve binlerce sivilin şehit olmasına yol açtığına dair yaklaşık 500 rapora rağmen bu konuyla ilgili henüz herhangi bir adım atmadı.

The Washington Post gazetesindeki habere göre, Joe Biden yönetimi, İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki sivillere zarar veren saldırılarda ABD tarafından tedarik edilen silahları kullandığına dair "iddialara" ilişkin yaklaşık 500 rapor aldı.

Raporlar, uluslararası yardım kuruluşlarından, kar amacı gütmeyen kuruluşlardan, medya raporlarından ve diğer görgü tanıklarından geliyor.

Süreç hakkında bilgi sahibi insan hakları savunucularına göre, düzinelerce rapor, Gazze Şeridi'nde çok sayıda çocuğun öldürüldüğü İsrail saldırılarında ABD yapımı bomba parçalarının fotoğraf belgelerini de içeriyor.

Uzmanlar, ABD'nin bu "iddiaların" hızlı şekilde soruşturulmasını gerektiren kendi politikalarına uymadığını vurguladı.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını başlattığından bu yana ABD Dışişleri Bakanlığına gönderilen bu raporlardan bir kısmının ABD hukukunun ve uluslararası hukukun ihlali anlamına gelebileceğini belirtti.

Soruşturma başlatılmıyor

ABD yönetiminin mevcut ve eski yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki CHIRG (Sivil Zarar Olaylarına Müdahale Kılavuzu) yetkililerinin bir soruşturma başlattıktan sonra 2 ay içinde bunu tamamlamaya ve eylem önermeye yönlendirdiğine işaret ederek, yaklaşık 500 rapora rağmen şu ana kadar hiçbir vakanın eylem aşamasına geçmediğini ifade etti.

Yetkililer, vakaların üçte ikisinden fazlasının çözümsüz kaldığını ve birçoğunun Dışişleri Bakanlığının her vakanın koşullarını doğrulamak için danıştığı İsrail hükümetinden yanıt beklediğini söyledi.

Süreç hakkında bilgi sahibi olan yetkililer, vakaların en az dörtte birinin üç soruşturma aşamasından ilkinde ya inandırıcı bulunmadıkları ya da ABD silahlarının kullanıldığına dair herhangi bir belirti olmadığı için reddedildiğini dile getirdi.

Yetkililer, doğrulama aşamasında İsrail hükümetine "Önceden uyardınız mı? Neden bu okulu, güvenli yolu ya da güvenli bölgeyi vurdunuz?" şeklinde ilgili vakalar hakkında sorular sorduklarını kaydetti.

Konuyu görüşmek üzere çeşitli vesilelerle yetkililerle bir araya gelen Senatör Chris Van Hollen, takip eksikliği olarak adlandırdığı durumdan dolayı derin bir hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.

Van Hollen, "Yapılan pek çok geçici soruşturmaya yanıt almak için belirlenmiş bir zaman çizelgesi yok." ifadesini kullandı.

Biden yönetimi İsrail'i sorumlu tutma konusunda "isteksiz" vurgusu

Gazze Şeridi'nde 43 binden fazla kişinin şehit olmasına neden olan saldırıların 13. ayında Biden yönetiminin İsrail'e sürekli silah yardımı yapmasını eleştirenler, bu raporların ele alınış biçiminin, ABD yönetiminin yakın müttefikini çatışmanın bu bilançosundan sorumlu tutma konusundaki isteksizliğinin bir başka örneği olduğunu vurguluyor.

"Center for Civilians in Conflict" isimli sivil toplum örgütünün ABD'nin güvenlik yardımı ve silah satışlarına odaklanan Hukuk ve Politika Danışmanı John Ramming Chappell, "ABD yönetimi, Binyamin Netanyahu hükümetine neredeyse koşulsuz silah transferi politikasını sürdürmek için yaygın olan sivil zarar ve zulüm kanıtlarını görmezden geliyor." dedi.

Chappell, "Biden yönetiminin silah politikaları söz konusu olduğunda, kağıt üzerinde her şey iyi görünüyor ama İsrail söz konusu olduğunda pratikte hiçbir anlam ifade etmiyor." diye konuştu.

ABD'li diplomatlar İsrail'i "aklamak" istiyor

ABD'li eski diplomat Mike Casey, üst düzey yetkililerin, rutin olarak İsrail tarafından yapıldığı iddia edilen herhangi bir suistimali tartışırken amaçlarının bunu nasıl daha az olumsuz bir çerçeveye oturtmak olduğunu belirterek, "Gazze'de neler olup bittiğine dair asıl gerçeğe nasıl ulaşırız diye bir anlayışları yok." değerlendirmesinde bulundu.

Temmuz 2024'te görevinden istifa eden Casey, üst düzey ABD'li yetkililerin, Filistinli kaynakların, görgü tanıklarının, sivil toplum örgütlerinin, Filistin yönetiminin ve hatta Birleşmiş Milletler'in (BM) resmi açıklamalarının güvenilirliğini sık sık reddettiğini söyledi.