Hoh, eski ABD Başkanı George Bush döneminde 2002'de çıkarılan ve UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrinin ardından yeniden tartışılmaya başlanan Lahey’i İşgal Yasası’nın amacını ve kapsamını AA muhabirine değerlendirdi.

UCM’nin kararıyla birlikte 20 yılı aşkın süredir yürürlükte olan Lahey’i İşgal Yasası’nın ABD’li senatörler tarafından yeniden hatırlandığını söyleyen Hoh, yasanın UCM’ye tepki olarak çıkarıldığını belirtti.

Hoh, "Lahey’i İşgal Yasası" olarak da bilinen "Amerikan Hizmet Görevlilerini Koruma Kanunu"nun ABD ya da müttefiklerinin vatandaşlarının UCM tarafından yargılanması durumunda, ABD’ye askeri güç kullanma dahil, Mahkemeye karşı tüm yetkileri kullanma imkanı sağladığını anlattı.

UCM’nin tutuklama emirlerinin ardından ABD Kongresinde "Lahey’i İşgal Yasası"nın yeniden gündeme geldiğini aktaran Hoh, Kongrenin esasında bu yasayı o dönemde UCM'nin ABD’li muhtemel savaş suçlularına karşı çalışmasına engel olmak için çıkardığına işaret etti.

Hoh, ABD yönetiminin İsrail’i koruma isteğinin aceleci olduğu ve aşırı boyutlara ulaştığını dile getirerek "Bu yasa özünde, UCM veya benzeri kurumlar Amerikalıları soruşturmaya kalkarsa ABD'nin bu kurumlara karşı askeri güç kullanabileceğini öngörüyor. UCM’ye karşı girişilen bu eylem, ABD'nin uluslararası hukuka inandığına dair kendi söylemlerine aykırıdır." dedi.

UCM'nin Afganistan'daki ABD’li askerleri soruşturmaya başladığında, ABD'nin mahkemeye, personeline ve ailelerine yaptırım tehdidinde bulunduğunu hatırlatan Hoh, "Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama kararları çıkarıldığı için ABD Kongresinin UCM'ye, personeline ve ailelerine yönelik yaptırımları hayata geçirmesi an meselesi. Bu, Trump yönetimi tarafından imzalanıp desteklenecek. Biden yönetiminin de destekleyeceğine inanıyorum." diye konuştu.

İsrail'e verilen koşulsuz destek

Hoh'a göre, ABD'nin UCM'ye karşı tutumu ve İsrail'i koruma çabası, küresel sistemdeki hegemonyasının sonunu hızlandırıyor.

Hoh, Amerikan elit kesiminin tüm katmanlarının İsrail'i on yıllardır koşulsuz desteklediğini belirterek "İsrail'in rolü, Amerikan elit kesiminin tüm katmanları için ister siyasi sınıf, ister medya sınıfı, isterse iş dünyası olsun, on yıllardır önemli olmuştur." değerlendirmesini yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Gazze'de liderlik etmek için hazır olduklarını savundu ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Gazze'de liderlik etmek için hazır olduklarını savundu

ABD'deki siyasilerin siyonizmin amacına uygun hareket ettiğini anlatan Hoh, "On yıllardır bunun ABD'nin çıkarına olduğu kendilerine açıkça gösterildi ve buna karşı çıkarsanız, iktidarda olamazsınız." ifadesini kullandı.

İktidardaki Amerikalılar için siyonizmin ABD'nin çıkarına olduğunun sorgulanmayan bir varsayım olduğunu vurgulayan Hoh, şunları kaydetti:

"İsrail lobisinin, Amerika'nın yasal rüşvet planı olarak nitelendirebileceğimiz siyasi sistemini iyi kullanma isteği ve yeteneği var. Bu nedenle Amerikan siyasi kurumları, medya kuruluşları, ordu ve endüstriler, İsrail'deki Yahudi üstünlüğü kültürüne, nesilden nesle aktarılan bu üstünlük fikrine, siyonist hedefin peşinden gitmeye ve ‘Büyük İsrail'in kurulmasına karşı çıkmıyor."

"UCM kararı, ABD İmparatorluğu'nun sonunu hızlandırıyor"

UCM'ye yönelik baskıların, ABD’nin küresel siyasetteki konumuna yapacağı etkiye ilişkin Hoh, şöyle konuştu:

"ABD'nin UCM'ye bu şekilde tepki vermesi ve müttefiklerinden de aynısını istemesi, alternatif kurumların, mekanizmaların ve ittifakların Amerikan İmparatorluğu'na karşı büyümesi ve genişlemesi için daha fazla gerekçe, geçerlilik ve neden sağlıyor. ABD içindeki karar alıcılar, ABD İmparatorluğu'nun sonunu hızlandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar."

ABD'nin, UCM politikasındaki çifte standart gösteren yaklaşımına dikkati çeken Hoh, "Vladimir Putin hakkındaki tutuklama kararlarında Amerikalı siyasiler, medya sınıfı ve askeri sınıf heyecan duydu ve kararları görmekten çok memnun oldu." dedi.