Şişli'deki bir otelde düzenlenen "Dünya İslam Bilginleri İstişare Zirvesi", Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi İmam Hatibi Bünyamin Topçuoğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Zirvenin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, istişare toplantısının İslam dünyasının güncel meseleleri ekseninde iki gün boyunca devam edeceğini söyledi.
Aynı inancın ve medeniyetin mensupları, aynı tarihin ve kültürel mirasın varisleri olduklarını belirten Erbaş, "Mirasçısı olduğumuz tarih ve medeniyetin mimarı, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'dir. Medine'de temelleri atılan bu medeniyet, çok kısa bir sürede dünyanın önemli bir kısmını karanlıktan aydınlığa çıkarmıştır." dedi.
Erbaş, bugün Müslümanlar olarak bu büyük mirası hakkıyla sahiplenememiş olmanın ızdırabını yaşadıklarını dile getirdi.
Filistin'de, Kudüs'te, Gazze'deki olayların bütün dünyanın gözü önünde yaşandığına vurgulayan Erbaş, "Vicdanı, ahlakı, hukuku ve insanlığı hiçe sayan gözü dönmüş azgın bir topluluk, Filistin'de tam bir vahşet uyguluyor. Gaspedilmiş topraklar üzerinde emperyalist emellerle kurulan, sömürgeciler tarafından koşulsuz desteklenen ve 76 yıldır tam anlamıyla ifsat aracı olarak varlık gösteren bir terör devleti, bugün tüm insanlığın huzurunu tehdit ediyor." diye konuştu.
Bu akıl almaz vahşet karşısında, dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen Filistin'e destek yürüyüşlerinin kendilerine ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini hatırlattığını belirten Erbaş, farklı din mensuplarından üniversite öğrencilerine, akademi dünyasından sanat ve siyaset çevrelerine kadar milyonlarca insanın Gazze'deki soykırıma duyarsız kalmadığını görmenin memnuniyet verici olduğunu söyledi.
"Müslümanların uyanışına elbette alimlerimiz öncülük edecektir"
Erbaş, kendilerinin de bu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf etmeleri gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Müslümanlar olarak bizim, kendi sorunlarımızı çözebilecek potansiyele fazlasıyla sahip olduğumuza inanıyorum. Gerek ilim ve medeniyet birikimimiz, gerek yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarımız, gerekse genç ve dinamik nüfusumuz, bu anlamda bizi ayrıcalıklı kılan önemli zenginliklerimizdir. Bu zenginlikten hakkıyla istifade edebilmek için öncelikle İslam dünyasında ortak bir bilincin ve ortak bir iradenin geliştirilmesi gerekmektedir."
Müslümanlar olarak yarınlara umutla bakabilmenin yolunun, zulme ve işgale birlikte karşı koymaktan geçtiğini kaydeden Erbaş, İslam dünyasının eğitim, aile, gençlik, çevre, gıda, ekonomi, teknoloji gibi konularda ve bütün alanlarda işbirliğini en güçlü hale getirmek zorunda olduğunu vurguladı.
Erbaş, bu noktada İslam ulemasına büyük görevler düştüğünü kaydederek, "Müslümanların uyanışına elbette alimlerimiz öncülük edecektir. Bölgemizde, İslam coğrafyasında ve dünyanın her köşesinde dökülen kanların, yitirilen canların, uygulanan zulümlerin, yaşanan mağduriyetlerin son bulması buna bağlıdır. Bunun için öncelikle ümmet bilincimizi diri tutmalı, yüreklerimizi perçinleştirmeliyiz. Daha planlı, programlı ve yaptırım gücü barındıran çalışmalarla, ortak sorunlarımızı kalıcı bir çözüme kavuşturmalıyız." ifadelerini kullandı.