Dünya

Almanya, İsrail'in Filistin'deki işgale son vermesine dair UAD'nin görüşünü destekleyecek

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) işgalci İsrail'in Filistin topraklarını işgalini hukuka aykırı ilan eden danışma görüşüne saygı duyduklarını, uluslararası hukukun yükümlülüklerine uygun hareket edeceklerini ve uygulanmasını tam olarak destekleyeceklerini bildirdi.

Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada uluslararası hukukun uluslararası düzen ve güvenliğin temeli olduğu vurgulandı.

"Hukukun olmadığı yerde barışa ulaşmak mümkün değildir." ifadesine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:

"Uluslararası Adalet Divanının iki ay önceki görüşü geniş kapsamlıdır ve önemli bir rehberlik sağlamaktadır. Bölgedeki statükonun devam edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Alman hükümeti de İsrail'in işgal altındaki topraklarda uyguladığı yerleşim politikasının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve iki devletli çözüme giden yolu tıkadığını defalarca vurgulamıştır.

Uluslararası Adalet Divanının görüşüne saygı duyacak, uluslararası hukukun yükümlülüklerine uygun hareket edecek ve uygulanmasını tam olarak destekleyeceğiz."

Açıklamada, "Müzakere edilmiş iki devletli bir çözüm, Orta Doğu'da sürdürülebilir bir barışa ulaşmanın tek yoludur ve bu nedenle Alman dış politikasının değişmez bir hedefi olmaya devam etmektedir. Bunu sadece bölgedeki ortaklarımıza değil aynı zamanda ilgili Birleşmiş Milletler kararlarında da defalarca vurguluyoruz. İsrail'in meşru güvenlik çıkarlarını korumanın tek yolu budur. Filistinliler de ancak bu şekilde kendi devletlerinde güvenlik ve onur içinde yaşayabilirler." ifadeleri kullanıldı.

Bakanlığın açıklamasında dün oylamaya sunulan karar tasarısının birçok önemli noktada UAD görüşünün ötesine geçtiği belirtilerek "Örneğin, işgalin sona erdirilmesi için gerçekçi olmayan bir son tarih belirlemekte ve sürdürülebilir bir çözümün taraflar arasında doğrudan müzakereleri gerektirdiğini kabul etmemektedir.

Ayrıca karar, İsrail'in meşru güvenlik çıkarlarına değinmemekte ve meşru müdafaa hakkını yeterince dikkate almamaktadır. Bu nedenlerle Almanya, diğer bazı ortaklarımız gibi, karar tasarısı oylamasında çekimser kalmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.