Analiz

ANALİZ: İhvan’ın sonu mu geliyor?

Al Jazeera Mubasher, İhvan’ın geleceğini dış baskıların değil, iç bölünmelerin ve değişime direncin belirleyeceğini yazdı.

Her defasında bir ülkede Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) yönelik baskı artırıldığında veya örgüt kapatıldığında, bazı medya platformları “İhvan’ın sonu” manşetleriyle çıkarak bu gelişmeyi teşkilatın kesin yenilgisi olarak sunuyor. Son olarak Ürdün’de İhvan’ın resmen kapatılması ve mal varlıklarına el konulması, benzer yorumların yeniden gündeme gelmesine yol açtı.

Ancak İhvan’ın geçmişine bakıldığında, bu tür “kapatılma” kararlarının uzun bir geçmişe sahip olduğu görülüyor. 1948’de Mısır’da alınan ilk kapatma kararından bu yana, 1954 ve 1965 yıllarında da benzer süreçler yaşandı. Arap dünyasının birçok ülkesinde de İhvan’a yönelik yasaklar ya da siyasi baskılar uygulandı. Ancak bu süreçlerde İhvan tamamen yok olmadı.

Bazı medya kuruluşlarının ve kendilerini “İslamcı hareketler uzmanı” olarak tanıtan kişilerin yorumları, bilimsel analizden çok siyasi hedeflere yönelik yaklaşımlar olarak değerlendiriliyor. İhvan’a yönelik bu değerlendirmelerin, araştırmaya değil, arzu edilen sonuca göre yapıldığı belirtiliyor.

İhvan’ın doğal süreci ve iç dinamikleri

Her insani yapının olduğu gibi İhvan’ın da bir gün tarih sahnesinden çekilmesi kaçınılmaz görülüyor. Ancak bu yok oluşun, dış baskılardan çok, iç dinamiklerin zayıflamasıyla gerçekleşeceği vurgulanıyor. Geçmişte, büyük ideolojik hareketlerin – örneğin Sovyetler Birliği’nin çöküşü – dış müdahalelerden çok, kendi iç zaafları nedeniyle sona erdiği örnek gösteriliyor.

İhvan’ın geleceğini belirleyecek olan da dış tehditler değil, içeriden doğacak çatlaklar, liderlik krizleri ve fikirsel donukluk olacak. Özellikle örgüt içinde reform yapılmaması, içe kapanma ve değişime direnç gösterilmesi, teşkilatın gücünü kaybetmesine neden olabilecek başlıca faktörler arasında gösteriliyor.

Dersler ve uyarılar

Geçmişte yaşanan baskılara rağmen İhvan, Mısır’da ve birçok ülkede farklı formlarda ayakta kalmayı başardı. Ancak son yıllarda teşkilatın yaşadığı iç krizler, zayıflayan halk desteği ve genç nesille kuramadığı sağlıklı bağlar, geleceği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.

Uzmanlara göre, İhvan’ın ayakta kalabilmesi için ciddi bir özeleştiri sürecine girmesi, tarihi deneyimlerden ders çıkarması ve çağın gereklerine uygun bir yapılanmaya gitmesi gerekiyor. Aksi takdirde, teşkilatın doğal bir şekilde tarihteki yerini alacağı ve yerini yeni düşünce akımlarına bırakacağı belirtiliyor.

Sonuç

İhvan’ın sonunun hükümet kararlarıyla değil, içeriden yaşanacak çözülmelerle geleceği öngörülüyor. Eğer iç muhasebe yapılmaz ve gerekli değişimler gerçekleştirilmezse, teşkilat kendi eliyle sürecin sonunu getirebilir. Nitekim Kur’an’da da belirtildiği gibi, bir toplum kendi içini değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirmez (Ra’d Suresi, 11).

daily ummah