Dünya

Avrupa'daki Filistin destekçisi grup, çifte vatandaş İsrail askerlerinin cezalandırılmasını istiyor

Avrupa merkezli Filistin destekçisi bir grup olan "30 Mart Hareketi (March 30 Movement)" çifte vatandaşlık sahibi İsrail askerlerinin cezalandırılması için hukuki mücadele veriyor.

Avrupa'daki aktivistler tarafından "Gazze'deki soykırımın önlenmesi" için kurulan "30 Mart Hareketi" İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarının mağdurları için adalet arıyor.

Grubun temsilcilerinden avukat Harun Raza, bu kapsamda özellikle İsrail ordusunda görev yapan çifte vatandaş askerlerin cezalandırılması için çabalandığını ve söz konusu kişiler için Hollanda'daki yerel mahkemeler ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) birçok dava açıldığını söyledi.

Raza, "(Hareketin amacı) Gazze'deki savaş suçları ve soykırımdan doğrudan ya da dolaylı sorumlu olan herkesin yargılanmasıdır." ifadesini kullandı.

"(Çifte vatandaş) İsrailli askerlerin çoğu Avrupa'da yaşıyor"

Grubun, "Gazze soykırımına" katılan çifte vatandaşlarla ilgili olarak Hollanda'daki savcılara en az 17 şikayette bulunduğunu belirten Raza, "Hollanda yasaları, çifte vatandaşlığı olanların yurt dışında suç işlemesi durumunda, Hollanda makamlarının sizi tutuklama olasılığına sahip olduğunu öngörmektedir." dedi.

Raza, hakkında şikayette bulunulanlar arasında İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail savaş kabinesi üyelerinin de bulunduğuna dikkati çekti.

Yakın zamanda Belçika, Fransa ve İsviçre'de de şikayetlerine başlayacaklarını vurgulayan Raza, "Avrupa odak noktası çünkü (çifte vatandaş) İsrailli askerlerin çoğu Avrupa'da yaşıyor." diye konuştu.

Bu arada, Raza şu anda İsrail ordusunda görev yapan 4 binden fazla Fransız askeri olduğunu savundu.

"Attıkları her adım savaş suçu"

Söz konusu kişilere yönelik suçlamaların "soykırım ya da diğer savaş suçları" ile ilgili olduğunu anlatan Raza, "Bu, İsrail Savunma Kuvvetlerinin yaptığı her şeyle ilgili. Attıkları her adım kelimenin tam anlamıyla bir savaş suçu ya da insanlığa karşı işlenmiş bir suç." değerlendirmesinde bulundu.

Raza, "İşkence, hastanelere, ambulanslara ve sivillere saldırı, sivil halkın aç bırakılması" gibi suçlarda yetkililerden "sorumluları soruşturmalarının, tutuklamalarının ve yargılamalarının, aynı zamanda da pasaportlarını ellerinden almalarının" talep edildiğine dikkati çekti.

"Sosyal medyada suçlarını itiraf ediyorlar"

Suçlamaların dayandırıldığı kanıtlara ilişkin konuşan Raza, "askerlerin sosyal medyadaki paylaşımlarına" işaret etti.

Raza, "(Paylaşımlar) Tam anlamıyla itiraf. Bize bilgiyi kendi elleriyle veriyorlar." ifadelerini kullandı.

Askerlerin, "WhatsApp, Signal, TikTok ve Instagram" paylaşımlarıyla kanıt sunduklarını savunan Rıza, "Bu, bizim kanıtları toplayıp onların aleyhine bir dava dosyayı oluşturmamızı kolaylaştırıyor." dedi.

"İnsanlar İsrail'in yaptıklarını fark etmeye başlıyor"

Söz konusu davaların sonucuna ilişkin beklentileri sorulan Raza "siyonist anlatı" nedeniyle bazılarının ilk aşamada reddedilmesinin muhtemel olduğu yanıtını verdi.

Raza, "Aradığımız şey en azından bir emsal karar. Olumlu düşünüyoruz. Bir tutuklama ve düzgün bir soruşturma elde ettiğimiz anda diğer kararların da bunu takip etmesi gerektiğine inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Konuya ilişkin kamuoyu görüşlerinin de değişmeye başladığını düşündüğünü söyleyen Raza, "Bence tarihte ilk kez insanların bu davalarda arkamızda olduğunu görüyoruz. İnsanlar İsrail'in gerçek anlamını ve 1948'den bu yana yaptıklarını fark etmeye başlıyor." şeklindeki görüşlerini dile getirdi.

Grubun UCM'de açtığı son dava ise Gazze'de Filistinli sivillere işkence yapmakla suçlanan Fransız-İsrail askeri Yoel Ohnona hakkında oldu.