Sydney kentinin doğusunda bulunan Westfield Bondi Junction Alışveriş Merkezi'nde 13 Nisan'da düzenlenen bıçaklı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmişti. Avustralya polisi, olayın yaşanmasından birkaç gün sonra, saldırganın mental sağlık sorunları nedeniyle saldırıyı yaptığını bildirmişti.
Öte yandan, polis, 15 Nisan'da Sydney'deki Christ The Good Shepherd Kilisesi'nde ayin sırasında düzenlenen saldırıda saldırganın sağlık sorunlarına değinmemiş, olayı, birkaç saat gibi kısa bir sürede "terör saldırısı" olarak tanımlamıştı.
Avustralya İmamlar Konseyi Başkanı Şeyh Şadi es-Süleyman, Avustralya'daki saldırılar sonrası artan Müslüman karşıtlığına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Saldırılar arasında eşit bir tutum izlenmediğini düşünüyoruz"
Söz konusu iki saldırıda, aynı suçun, farklı şekillerde tanımlandığını belirten Süleyman, bu durumu "çifte standart" olarak niteledi.
Süleyman, yetkililerin, iki saldırıya yaklaşımının eşit olmadığına işaret ederek, "Saldırılardan birinin mental sorunlardan kaynaklandığı söylenirken, diğeri için saldırganın saldırıyı bilinçli olarak yaptığı ifade edildi. Burada ciddi adaletsizlik var." diye konuştu.
Polis tarafından kullanılan dilin duruma yardımcı olmadığını kaydeden Süleyman, yetkililerin farklı tutumları nedeniyle duydukları endişeyi gerekli makamlara ilettiklerini ancak aldıkları geri dönüşün ikna edici olmadığını belirtti.
"İkili tutumda medya kuruluşlarının katkısı da büyük"
Süleyman, Avustralya'daki ana akım medya kuruluşlarının, "Müslümanları ötekileştirme ve düşman olarak gösterme" konusunda büyük payı olduğunu kaydetti.
Medya kuruluşlarının saldırıların sorumlularını tanımlarken "dindar", "Sünni" ve "Müslüman" gibi kelimeleri kullandıklarını söyleyen Süleyman, bu durumun Avustralya'daki çok kültürlü uyumu bozduğunu ve Müslümanlara yönelik düşmanlığı körüklediğini savundu.
Farkındalığın ve dayanışmanın artırılması çağrısı
Müslümanların Avustralya'daki nüfusun yaklaşık yüzde 3'üne denk gelen bir azınlık grup olduğunu hatırlatan Süleyman, ülkedeki Müslümanların birbirleriyle dayanışma içinde olması ve bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi.
Süleyman, Müslüman karşıtlığıyla mücadele için hukuk sisteminin de gelişmesi ve Müslümanların sisteme dahil olması gerektiğini kaydederek, "Bizim sistemi, sistemin de bizi anlaması çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Süleyman, "Farklı milletlerden ve inançlardan olsak da Avustralya halkının güvenliği konusunda hepimiz hemfikiriz. Şiddetin ırkı, dini ve milliyeti olmaz." ifadesini kullandı.