"Modern dünyadaki Müslüman için İslam, Şeriat'tır halbuki geleneksel çağdaki Müslümanlar için İslam, Sünnet'tir. Eskiler, Şeriat'ın Sünnet'te gömülü olduğunu biliyordu." tespitiyle yeni bir bakış açısı oluşturan sosyolog Bedri Gencer, sözlerine şöyle devam etti:
"Yavuz Sultan Selim'in 'İlay-ı kelimetullah ve ihya-ı sünnet-i Rasulüllah' tarifinde görüldüğü gibi bu anlayışa göre İslam, Peygamber Efendimiz aleyhisselamın sünnet denen pratiğinde cisimleşmiştir. Medeniyet, Medine'de; Medine, dinde; din de sünnette temellenir. Sahabe, İslam'ı Peygamber Efendimiz aleyhisselamdan gördüğü gibi uyguladıkları için Medine'ye Darü's-Sünne yani Sünnet Yurdu demiştir."
"Kurtuba hayaliyle lüks siteler arasında yaşayan İslam medeniyeti, yeni muhafazakar Müslüman seçkinler için de içine ne atılırsa alacak bir çuval işlevi görülecektir. Bu süreçte 'İslam, sevgi medeniyetidir.' gibi ham sözler, hayat düsturu haline getirildi. Bu, Sünnet'siz Şeriat'a dayalı düzen tasavvurunda olduğu gibi Medine'siz bir medeniyette yaşama ütopyasına benzeyen, ayakları yere basmayan içi boş bir medeniyetçiliktir. Burada da bu sekülerleşme, 'İnandıkları gibi yaşamayanlar yaşadıkları gibi inanırlar.' düsturunca diyanetin dinleşmesi olarak tecelli etmektedir."