Dünya

BM Elçileri Gazze Ateşkesi Üzerine Görüşlerini Paylaştı

BM Güvenlik Konseyi'nde, Gazze'deki insani duruma ilişkin tartışmalarda, üye ülkelerin elçileri farklı görüşlerini dile getirdi.

BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan son oylamada, Fransa'nın BM elçisi Nicolas de Riviere, terörle mücadele ve sivillerin korunmasında uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesinin önemini vurgulayarak, Gazze'deki insani trajediye ilişkin endişelerini dile getirdi. Riviere, Fransa'nın sürdürülebilir bir ateşkes için yeni, acil ve kalıcı bir insani ateşkes talep ettiğini ve bu yönde oy kullandığını açıkladı. Ayrıca, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının resmi olarak kınanmasını istediklerini belirtti. 

Rusya'nın BM elçisi yardımcısı Dmitry Polyanskiy, Güvenlik Konseyi'nin hareketsizliğinden dolayı ABD'yi sorumlu tuttu ve Amerikan diplomasisinin başarısızlığını eleştirdi. Polyanskiy, bu durumun Gazze'de yaygın yıkıma ve insani bir felakete yol açtığını belirtti. 

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) BM Elçisi Mohamed Abushahab ise, Gazze'de ateşkes çağrısı yapan karar taslağının önemini vurguladı. Abushahab, karar taslağının dünya liderleri ve insani yardım kuruluşları tarafından desteklendiğini ifade ederek, BAE'nin Güvenlik Konseyi'nde yer alan tek Arap ülkesi olarak bu kararı sunduğunu belirtti. 

İngiltere'nin BM Elçisi Barbara Woodward, ülkesinin ateşkes kararına ilişkin oylamada neden çekimser kaldığını açıkladı. Woodward, Hamas'ın terör eylemlerini ve sivilleri rehin tutmasını göz ardı eden ateşkes çağrısına karşı olduklarını belirtti. İngiltere, İsrail'in Hamas tehdidine karşı uluslararası hukuka uygun şekilde müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.

BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamada on üç üye lehte oy kullanırken, İngiltere çekimser kaldı ve ABD ise kararı veto etti. ABD'nin BM elçisi Robert Wood, ateşkes çözümünün dengesiz ve gerçekten uzak olduğunu, karar taslağının aceleye getirildiğini ve uygun istişarelerden yoksun olduğunu ifade etti. Wood ayrıca, Hamas'ın 7 Ekim'deki İsrail'e yönelik saldırısını kınamayan bir dilin kullanılmamasını eleştirdi. 

Bu gelişmeler ışığında, konsey üyelerinin farklı görüşleri ve özellikle ABD'nin veto kararı, Gazze'deki insani duruma ilişkin uluslararası toplumun bölünmüş yaklaşımını ortaya koyuyor ve bu durum, bölgedeki krizin çözümüne yönelik birlikte hareket etme ihtiyacını daha da önemli hale getiriyor.