Borrell, Gazze'deki insani durumla ilgili blog yazısı paylaştı.

"İsrail Silahlı Kuvvetleri açıkça sivilleri ve sivil altyapıyı korumada başarısız oluyor ve Gazze'ye giren insani yardım tamamen yetersiz." ifadesini kullanan Borrell, Gazze genelinde sivil altyapının harap edilmiş durumda olduğunu vurguladı.

Borrell, ateşkes sağlanmadığı ve yardım girişleri artmadığı takdirde on binlerin daha öleceğini belirterek, çocukların yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğünü anımsattı. Borrell, "Bu durum, çatışmaya dahil tüm tarafların ve tüm uluslararası toplumun vicdanında ağır bir yük oluşturmalıdır." değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası Adalet Divanının (UAD) hukuki açıdan bağlayıcı ihtiyati tedbir kararına değinen Borrell, "İsrail'in buna uyması gerekiyor." mesajını verdi.

Borrell, Ürdün, bazı AB üyesi ülkeler ve ABD'nin, Gazze'ye havadan indirdiği yardımların, "2 milyon insana acil ihtiyaç duyulan gıda miktarını sağlamanın en etkili yolu olmaktan uzak" olduğunun altını çizdi.

Borrell, "Gazze'ye kara yoluyla sadece 90 dakika uzaklıkta insani yardım taşıyan uçakların inebileceği havalimanları bulunuyor." tespitini yaptı ve şöyle devam etti:

BM: 2024, Gazze'deki savaşın da etkisiyle insani yardım çalışanları için en ölümcül yıl oldu BM: 2024, Gazze'deki savaşın da etkisiyle insani yardım çalışanları için en ölümcül yıl oldu

"Kerem Şalom Sınır Kapısı'ndaki insani yardım aktarımının önündeki engeller acilen kaldırılmalı. Gazze'nin kuzeyindeki Karni ve Erez geçitleri insani yardıma açılmalıdır. Ek olarak, çok ihtiyaç duyulan yardımın sağlanması için denizden erişim derhal sağlanmalıdır. Havadan yardımlar kısa vadeli bir acil durum önlemi olabilir ancak karadan ve denizden erişimin yerini tutamaz."

AB Yüksek Temsilcisi, şunları kaydetti:

"Beş ay süren yıkıcı savaş ve yıkımın ardından İsrail hükümetinin Gazze'deki eylemleri, hedeflerinin Hamas'ı yok etmenin ötesine geçtiği izlenimini veriyor. Tümgeneral Giora Eiland'ın geçen aralık ayında Yedioth Ahronoth'ta yazdığı gibi, 'Gazze'yi geçici veya kalıcı olarak yaşanması imkansız bir yere dönüştürme' çabası var gibi görünüyor. Gerçekten de insan toplumunun yaşamasına olanak sağlayan hemen hemen her şey yok edildi: Nüfus kayıtları, mülkiyet kayıtları, kültür ve sağlık altyapısı, UNRWA tarafından inşa edilen okulların çoğu."

"İsrail Batı Şeria ve Kudüs'le ilgili uyarılarımıza yanıt vermedi" mesajı

Batı Şeria ve Kudüs'teki duruma da değinen Borrell, şu ifadeleri kullandı:

"7 Ekim'den bu yana yıkımlarda, yerleşim yerlerinin inşasında, hareket ve erişim kısıtlamalarında ve ayrıca yerleşimci şiddetinde artış yaşanıyor. Tüm bu önlemler işgal altındaki topraklardaki Filistinlilerin yaşamını neredeyse imkansız hale getirmese de çok zorlaştırıyor. Aylardır İsrail'e, yerleşimci şiddetine ciddi bir şekilde karşı koyması, Filistin Yönetimi'nden kesilen gelirleri serbest bırakması ve durumu daha da kötüleştirebilecek eylemlerden kaçınması yönünde çağrıda bulunuyoruz. Şu ana kadar başarı sağlanamadı."

"Netanyahu'nun reddine rağmen iki devletli çözüme destek" vurgusu

Borrell, İspanya ve İrlanda'nın AB kurumlarından İsrail hükümetinin mevcut politikasının AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'ndaki insan hakları hükümlerine uygun olup olmadığını kontrol etmelerini istediğini belirterek, "Bu çalışmayı biz yürüteceğiz." bilgisini verdi.

Sorunu tümüyle çözmenin tek yolunun iki devletli çözüm olduğunu vurgulayan Borrell, "AB bu yolda ilerlemeye kararlı ve ABD Başkanı Joe Biden da bu yönde çalışıyor. Binyamin Netanyahu hükümetinin reddine rağmen uluslararası toplum iki devletli çözüm konusunda birleşmiş durumda ve bunun uygulanması konusunda hızla ilerlemek zorunda kalacak." değerlendirmesini yaptı.