Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, doğanın, savaş kurbanları arasında yer aldığına ve doğal kaynakların yok edilmesi halinde kalıcı bir barış ortamının mümkün olmayacağına dikkati çekmek için 5 Kasım 2001'de aldığı kararla 6 Kasım'ı "Savaş ve Silahlı Çatışmalarda Çevrenin İstismarının Önlenmesi Günü" kabul etti.
İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye başlattığı saldırılar nedeniyle barınma, temiz su, gıda ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlardan tamamen yoksun bırakılan Gazzeliler, bombardımanların gölgesinde sığındıkları çadırlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açan İsrail saldırıları bölgede ekolojik bir yıkımı da beraberinde getirerek Gazzelilerin yaşam koşullarını daha fazla zorlaştırıyor.
İsrail'in kritik altyapı tesislerini hedef alması sonucu elektrik ve su hatlarının zarar görmesi su krizini derinleştirirken, çöp toplama araçlarının saldırılarda kullanılamaz hale gelmesi ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından çöp toplama alanlarına erişimin engellenmesi de sokaklarda ve tarlalarda yüz binlerce ton katı atık birikmesiyle sonuçlandı.
Newcastle Üniversitesi ve Filistin Çevre Örgütleri Ağı tarafından 10 Ekim'de yayımlanan "Gazze'de ekokırım: İsrail'in Gazze'deki savaşının çevresel etkisi" başlıklı çalışmaya göre, Han Yunus, El Mevasi ve El Karara'da yer altı suyu tuzluluk oranında artış tespit edildi.
El Mevasi'de iç göç nedeniyle daha fazla su sağlamak için yer altı suyunun aşırı pompalanması kuyulardaki tuzluluk oranının litre başına 4000 miligrama kadar yükselmesine yol açarken bu artış, normal koşullarda litre başına 1800 miligram tuzluluk oranına sahip kuyulardan alınan suların kullanıldığı zeytin ağaçlarında zarara neden oldu ve yeni dikilen çok sayıda zeytin ağacı yok oldu. Sebze çiftlikleri ve seralardaki sulama kuyularından alınan örnekler ise yer altı suyu tuzluluk oranının savaşın ilk 5 ayında litre başına 1300 miligramdan 2200 miligrama yükseldiğini gösterdi.
Kontrolsüz büyüyen çöp sahaları ve atık sorunu
Çalışmada yer alan saha ekibi, Gazze Şeridi'nde 1,2 milyon ton katı atık bulunan 63'ten fazla kontrolsüz çöp sahasını inceledi ve bu sahaların en çok çadırlarda yaşayan kişilerin yakınlarında bulunduğunu tespit etti. Çöp sahalarının temel oluşum nedeni olarak İsrail ordusunun resmi çöp sahalarına erişimi engellemesi gösterilirken saldırılarda çöp kamyonlarının hedef alınmasının da katı atık toplama ve işleme süreçlerinin tamamen durmasına neden olduğu vurgulandı.
Yaklaşık yarım milyon metreküp arıtılmamış atık su ihtiva eden 72 atık su göleti tespit eden saha ekibi, bu göletlerin oluşum nedenlerini İsrail ordusunun kanalizasyon noktalarını hedef alması ve Gazze'de yaşanan elektrik kesintileri ile yakıt sıkıntısı olarak sıraladı.
Gazze'deki atık su arıtma tesislerinin tamamının İsrail ordusu tarafından doğrudan hedef alınması sonucu kısmen veya tamamen yıkılması nedeniyle çalışmadığı, bu durumun da Doğu Gazze'deki birincil 3 arıtma tesisindeki atık suyun taşmasına ve Gazze Şehri'ndeki Şeyh Rıdvan Göleti gibi yağmur suyunun toplanması ve filtrelenmesi için ayrılmış alanlarda ve göletlerde atık suyun birikmesine sebep olduğu anlatıldı. Ayrıca arıtılmamış suların bir kısmının 9 deşarj noktasındaki doğal yamaçlardaki acil durum hatları aracılığıyla denize deşarj edildiği öğrenildi.