İsrail'in 7 Ekim'de başlattığı saldırılardan önce günde binlerce kişiye yetecek miktarda pilav ve çorba tedarik eden Cibaliya Aşevi, artık sadece onlarca kişiye yetecek kadar yemek hazırlayabiliyor.
Evlerini kaybeden ve asgari imkanlarla yaşam mücadelesi veren Filistinlilere az da olsa sıcak yemek sağlamak için çalışan Aşevi, günbegün zorlaşan koşullar nedeniyle faaliyetlerini kısıtlamak zorunda bırakıldı.
İsrail'in insani yardımların girişine izin vermemesi nedeniyle tam anlamıyla kıtlık yaşanan bölgede buğday unu bulunamadığından hayvan yemi için kullanılan mısır ve arpa tanelerinden öğütülen unlar kullanılıyor.
İsrail'in sistematik biçimde zorla aç ve susuz bıraktığı Filistinliler, ailelerine bir lokma yiyecek götürebilmek umuduyla ellerinde plastik kaplar ve tencerelerle Aşevinin önünde bekliyor.
"Çocuklarım aç uyuyor"
Aşevinin önünde bekleyen Filistinli anne Susen en-Neccar (35), AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarına biraz yemek götürebilmek ümidiyle her gün Aşevine uğradığını söyledi.
Yorgunluğu yüzüne yansıyan Filistinli anne, "Ne un var ne de yemek. Çocuklara yiyecek bir şeyler verebilmek için hayvan yemlerini öğütüp ekmek yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde durumun çok kötü olduğunu ifade eden Neccar, "Uzun süre pirinçle karnımızı doyurmaya çalıştık. Ama pirincin fiyatı 5 kat arttı, artık alamaz olduk. Buğday unu zaten yok, mısır ve arpa unu çok tatsız olmalarına rağmen onlar bile çok pahalı." ifadelerini kullandı.
Filistinli anne, çocuklarının gece aç uyuduğunu ağlayarak anlattı ve şunları ekledi:
"Yiyecek bir şey bulamadığım için çocuklarım aç uyudu. Çocuklarımın açlığını bir nebze giderebilmek ve birkaç lokma da olsa yiyecek bulabilmek için aşevine başvuruyoruz ama aşevi de herkese yetecek kadar yemek tedarik edemiyor. Dağıtım sırasında yemek bitip her an kapılarını kapatabiliyor."
Pazar tezgahlarında şayet bulunabilirse iki kilo unun 60 şekele (yaklaşık 16 dolar) satıldığını belirten Neccar, aile fertlerinin İsrail saldırılarında öldürüldüğünü ve geçimlerini sağlayacak kimsesinin kalmadığını söyledi.
"Yiyecek ve su bulamayan insanlar açlıktan bitkin düşmüş durumda"
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun sakinlerinden olan ve zorla yerinden edilerek Cibaliya Mülteci Kampı'na gelen Visam Ebu Avde (43), kamptaki okullardan birinde kurulan Cibaliya Aşevinin önünde yemek alabilmek için bekliyor.
Kanser hastası Ebu Avde, yerinden edilmiş binlerce insanın sığındığı kampta hayatta kalmak için saatlerce sıra beklemek zorunda.
Gazze Şeridi'ndeki kuşatmanın boğucu ve ölümcül bir boyuta geldiğini ifade eden Ebu Avde, 2 buçuk yaşındaki çocuğunun yetersiz beslenme nedeniyle Beyt Lahiya'daki Kemal Advan Hastanesinde yattığını söyledi.
"İsrail ordusunun Gazze ve kuzeyinde uyguladığı kuşatma nedeniyle son insani ateşkesten bu yana hiçbir yardım alamadık." diye konuşan Filistinli baba, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşam emarelerinin birer birer yok olduğunu belirtti.
Ebu Avde, "Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki UNRWA okullarındayız. Yerinden edilen insanlar açlıktan bitkin düşmüş haldeler. 3 ay oldu ve yiyecek, su, elektrik ve iletişim gibi temel ihtiyaçların hiçbiri yok." diye konuştu.
Kanser hastası olduğunu söyleyen Ebu Avde, İsrail'in ilaç ve tıbbi malzemelerin bölgeye girişine izin vermemesi ve hastaneleri kasten hedef alması yüzünden Gazze ve kuzeyindeki hastanelerde gerekli tedavilerin sağlanamamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Dünyaya seslenen Filistinli adam, Gazze ve kuzeyindeki haksız kuşatmanın kaldırılması, ateşkes sağlanması ve yerinden edilmiş kişilere acil yardım ulaştırılması için İsrail'e baskı uygulanmasını istedi.
"Bir somun ekmek bulamıyoruz"
Gazeteci Husam Şabat, sosyal medya paylaşımlarında İsrail'in zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki yıkıcı kıtlığı gözler önüne seriyor.
Şabat, "Burada tarif edilemez bir felaket yaşanıyor. Yaşananları görüntülüyorum ama çocukların çektiği açlık sancıları ve karın gurultuları hiçbir kameraya sığmıyor." ifadesini kullandı.
"Bir somun ekmek bulamıyoruz. Su yok." diyen Şabat, İsrail'in sağlık çalışanlarını öldürmesi, yaralaması veya gözaltına alması sonucu sağlık hizmetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini anlattı.
Filistinli gazeteci, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine yönelik saldırılarının azaldığını ama tamamen bitmediğini, yaşanan her bombardımanın "acıları tazelediğini, kıtlığı ve açlığı tüm bölgeye yaydığını" ifade etti.