Türkiye'de erişime kapatılan oyun platformu Roblox ile bunun gibi online oyunlar, internet ve sosyal medyanın kontrolsüz kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Luş, şu anda bu oyun özelinde değerlendirmeler yapılsa da dikkat edilmesi gereken hususların konuşulmaya başlanmış olmasının esas önemli nokta olduğunu ifade etti.
Luş, özellikle anne babaların, çocuklarının dijital dünyayı, sosyal medyayı ve internet oyunlarını kullanarak bir takım mecralara erişmeleri ve bazı uygunsuz içeriklere de ulaşabilmeleri konularında çok dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
Sadece tek bir oyunun buna izin verdiğinin düşünülmemesini, birçok oyunda ve belki de pek çok sosyal medya platformunda çocukların bu türlü içeriklere ulaşabildiklerini ve tehdit altında olabildiklerini belirten Luş, "Çünkü henüz soyut düşünme kavramına daha erişememiş çocukların birtakım -bunlar cinsel içerikli de şiddet içerikli de olabilir- görüntülere, seslere, konuşmalara maruz kalmaları onların bilişsel gelişimlerini kötü etkileyebilir.
Birtakım kaygı bozukluklarına, sorunlara yol açabilir. Bunun bir de dijital suçlar ve kriminal olaylara kadar giden bir tehdit unsuru var. Elbette o konuda da anne babaların dikkatli olması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Luş, çocukların oyun ve internet bağımlılığının da çok daha yaygın bir sorun olduğuna dikkati çekerek, bunların da konuşulması gerektiğini dile getirdi.
Çok uzun süre oyunda kalan, sosyalleşemeyen, bu yüzden bazı problemler yaşayan bir sürü çocuk bulunduğunu, bu konuda da önlemler alınması gerektiğini aktaran Luş, "Evet, internet dünyasındayız. Tabii ki interneti, birçok dijital alanı kullanacaklar fakat çocukların yapmaları gereken, sosyal gelişimlerinin gerektirdiği bazı şeylerden de mahrum kaldıklarını düşünüyorum. Bu alanda hep 'Anne babalara görev düşüyor.' diyoruz ama belki bizim de bu konuda biraz bilgilendirme çabamızın olması ya da bunun artması gerekiyor." diye konuştu.
Luş, çocuğun güvenli internet kullanımı konusunda hem anne babanın bilinçli olması hem de çocuğuna eğitim vermesinin şart olduğunu belirterek, "Belli bir yaşa kadar kontrol etmeleri gerekiyor. Çünkü oradan çeşitli kişilerle, mesela yabancılarla konuşmaması, kendi kimlik bilgilerini vermemesi gerektiğini öğretmeli, küçük bir çocuk dahi bunu bilmeli.
Bir takım bilgileri saklaması gerektiğini, bazı konuşmaları yapmaması gerektiğini anne baba öğretebilir. Okullarda da bu eğitimin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar çok temel önlemler."
Çocuklarda özellikle tatil dönemlerinde internetin sınırsız kullanımının yaygın olduğunu, ancak bunun sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan Luş, şunları söyledi:
"Anne babalar bazen kendileri de yoruldukları için ya da artık sosyal dünyanın da gereği gibi oldu sanki çocuklar başka bir şeyden keyif almıyorlar ya da yapacakları başka bir şey maalesef kalmadı. Bu yüzden de 'Ne yapalım, evdeyiz. Tabii ki oyun oynayacağız. Evde internette gezeceğiz.' diye düşünüyorlar.
Bu nedenden dolayı sınırsız, yani kapatmayı bilmedikleri bir internet kullanımı ve oyun oynama süresiyle karşılaşıyoruz. Bunun bir sınırının olması lazım. Şöyle düşünmek gerekiyor, nasıl 22.00-23.00'ten sonra küçük bir çocuğu dışarı bırakmazsak, belki sanal ortamda da saat 22.00-23.00 ya da 24.00'ten sonra sınırsızca gezinmesini istememeliyiz."
Melek Gözde Luş, sadece oyun özelinden gitmemek gerektiğini, çizgi filmlerde de böyle görüntüler olabileceğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Fakat bunu ailesiyle konuşunca ya da daha somut evrede kalmak şartıyla belli bir yaşa kadar yavaş yavaş deneyimleyerek öğrenir. O yaşta bir çocuğun sanal oyun oynaması tek başına bir problem olmayabilir. Çünkü yaşına uygun oyunlar oynayabilir. Fakat oyun içeriklerinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Belki onlar gözden geçirilebilir ya da 'Belli yaştaki gruplar şu oyunları oynayabilir.' gibi yaşa göre kategorize edilebilir. 'Her yaşa her oyun uygun olmayabilir.' gibi düşünmek daha uygun. Çünkü tamamen sanal oyunları her yaş için kısıtlamayı çok doğru bulmayabiliriz."
Online oyunlarda çocukların cinsel içerikli paylaşımlarla karşılaşmasının yol açabileceği sorunlara değinen Luş, şunlara dikkati çekti:
"Bunlar kaygı bozukluklarına yol açabilir çünkü çocuk hazır olmadığı birtakım görüntülere maruz kalıyor sonuçta. Çocuklar 13-14 yaşlarına gelene kadar hala somut evredeler. Soyut kavramlarla ilgili daha zihinsel adacıkları gelişmemiş. Onun için bu tür görüntülere daha hazır değiller. Bunlarla ilgili bilgilendirme amaçlı daha somut birtakım kavramları sadece öğrenebilirler. Ama bu tip görüntüler, içerikler onların henüz hazır olmadığı ve onlara zarar veren içerikler.
Hem bilişsel hem zihinsel gelişimleri hem de ruhsal dünyaları ve psikolojik gelişimleri açısından hazır değiller. Onun için birtakım kaygı bozuklukları, depresyon, davranım bozuklukları gibi sorunlara çok açık olabilirler böyle içeriklere maruz kalarak."
Maruz kalınan içerikler ileride huzursuzluk, kaygı ve takıntılara neden olabilir
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Luş, bu anlamda, sadece anne babaların değil, bu tarz oyun platformlarının da çok ciddi bir denetim uygulamaları gerekebileceğinin altını çizdi.
Çocukların bu şekilde bilişsel ve zihinsel gelişimlerinin, ruhsal dünyalarının olumsuz etkilenmesinin gelecekte nasıl sorunlara yol açabileceğine ilişkin Luş, şunları söyledi:
"Kolayca kandırılabilirler. Bunları oyun olarak yapıyorlar sonuçta. Anladığım kadarıyla zaten oyunlar üzerinden çekiliyor çocuklar, birtakım oyunlar kurgulanıyor ve onların üzerinden bunları oynayarak deneyimliyorlar.
Oyun sırasında bunları deneyimledikleri ve onlara bu ilk başta normalleştirdikleri bir sistemde verildiği için çocuk önce nasıl bir içeriğe maruz kaldığının çok ayırdına varmayacak. Fakat daha sonra hazır olmadığı için bu onda bir huzursuzluk ve müthiş bir kaygı ve daha sonra belki obsesyona, takıntılara neden olabilir."