2024 yılı din ve kimlik temelindeki ayrımcılığın küresel bir sorun olarak tartışıldığı bir yıl olarak tarihe geçti.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre 2024'te dünyada ayrımcılık alanındaki önemli gelişmeler şöyle:
İşgalci İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırıları ve Batı'nın tutumu
İşgalci İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılar birinci yılını geride bırakırken, bu yıl da tıpkı geçen yıl olduğu gibi İsrail ordusu Gazze'deki yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları ve ibadethaneleri hedef almayı sürdürdü.
İşgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 786 Filistinli şehit oldu, 106 bin 188 kişi yaralandı.
İşgalci İsrail Gazze'ye saldırılarını sürdürürken Lübnan'ı da defalarca vurarak sivilleri hedef almaya devam etti. İsrail Hava Kuvvetleri, 23 Eylül'de Lübnan'ın kuzeyi, güneyi ve başkent Beyrut'u da kapsayacak şekilde saldırılar başlattı.
İşgalci İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarında bin 100'den fazlası kadın ve çocuk, 4 bini aşkın kişi şehit oldu , 16 binden fazla kişi yaralandı. Yaklaşık 2 milyon kişi de yerinden edildi.
Güney Afrika'nın geçen yıl kasımda İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptığı başvurunun ardından, 21 Kasım'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Netanyahu ve Gallant'ın sivil üst düzey yöneticiler olarak Gazze'deki sivil halka yönelik kasıtlı saldırıların önlenmesi için gerekli önlemleri almadıklarının vurgulandığı kararın, İsrail'in dokunulmazlığının zayıflatacağı değerlendirmesi yapıldı.
İsrail, işlediği suçlara ve yargılandığı davalara rağmen Batı ve uluslararası mekanizmaların işlevsizliği nedeniyle cezalandırılamıyor. Bu durum yalnızca siyasi mekanizmalarda değil sivil platformlarda da kendini gösteriyor. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) gibi çeşitli spor kuruluşları, İsrailli kulüplere ve sporculara ceza vermediği gibi turnuvalara da dahil etmeye devam ediyor.
Suriye'de Baas Partisinin 61 yıllık kanlı iktidarı sona erdi
Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir grup öğrencinin 15 Mart 2011'de okul duvarına "Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla başlayan halk hareketinde, 8 Aralık sabahı muhaliflerin coşkun halk kitleleri eşliğinde Şam'ın kontrolünü ele almasıyla Baas Partisinin 61 yıllık kanlı iktidarı sona erdi.
Esed rejiminin çökmesinin ardından, Suriye hapishanelerindeki tüm tutsaklar serbest bırakıldı. Özellikle rejimin işkence merkezi olarak bilinen Sednaya Hapishanesine giren muhalifler, işkence odaları, gizli bölmeler ve hücrelerdeki muhalif tutukluları serbest bıraktı. Pek çok mahkumun, hapishanedeki ağır koşullar, işkence ve yaşadıkları travmalar nedeniyle ciddi sağlık tehditleriyle karşı karşıya kaldığı belirtilirken hapishanenin, rejimin işkence üssü olarak kullanıldığı açığa çıktı.
Avrupa'da yükselen Müslüman karşıtlığı
Avrupa'da 2024 yılı dini değerlerin aşağılandığı, kişilerin etnik kökenleri ve inançları nedeniyle hedef alındığı bir yıl oldu.
Avrupa Birliğinin (AB) Müslüman Karşıtı Nefret ve Ayrımcılıkla Mücadele Temsilcisi Marion Lalisse, 8 Şubat'ta Avrupa'da Müslüman karşıtlığının arttığını, bununla etkili mücadele için vakaların kayıt altına alınması ve farkındalığın yükseltilmesi gerektiğini söyledi.
İsveç polisinin güvenlik endişelerini gerekçe göstererek aldığı "Kur'an-ı Kerim yakılmasını yasaklayan" kararı, 9 Ekim'de Yüksek Mahkemece iptal edildi. Karar, Kur'an-ı Kerim yakabilme "özgürlüğü" sağladığı gerekçesiyle eleştirildi.
Hollanda'da 14 Ocak'ta ırkçı ve aşırı sağcı Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld'in planladığı Kur'an-ı Kerim'e saldırı eylemine müdahale eden grup ile polis arasında arbede çıktı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 13 Şubat'ta, Belçika'daki Müslümanların temsilcisi kuruluşların helal kesim yasağına karşı açtığı davada, yasağın din özgürlüğünü kısıtlamadığına hükmetti.
AİHM, 16 Mayıs'ta, Belçika'nın Flaman bölgesindeki ortaokullarda uygulanan başörtüsü yasağına karşı yapılan itirazı, söz konusu kararın "düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü" ihlal etmediği gerekçesiyle reddetti. Bu karar, Belçika'nın Müslümanlara yönelik tutumunun bir yansıması olarak değerlendirildi.
Avrupa ülkelerinde, Filistin'e destek eylemleri sırasında çok sayıda aktivist gözaltına alındı. Fransız aktivist Elias d'Imzalene, 26 Eylül'de Paris'te düzenlenen Gazze'ye destek gösterisinde "intifada" kelimesini kullandığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
İngiltere'de 30 Temmuz'da başlayan aşırı sağcı şiddet olayları sonrası Müslümanların karşılaştığı nefret söylemi ve Müslüman karşıtı ifadeler önemli ölçüde arttı. Müslüman karşıtı olayları ve nefret suçlarını izleyen sivil toplum kuruluşu Tell Mama ile araştırma şirketi Survation'ın araştırması ülkede her 4 Müslümandan birinin nefret söylemi ve Müslüman karşıtlığı mağduru olduğu ortaya çıktı.
İngiltere İçişleri Bakanlığının açıkladığı raporda ise ülkede Mart 2023-Mart 2024 döneminde 747 bin 396 güç kullanma vakası kayıtlara geçti. Bu sayının Mart 2022-Mart 2023 dönemine göre yüzde 13 artışa işaret ettiği belirtilen raporda, "güç kullanma" olarak tabir edilen eylemlerin yüzde 77'sinin kelepçe takma, el ve ayaklarını tutma ile yere yatırma olduğu bildirildi.
Alman İnsan Hakları Enstitüsü (DIMR), Müslüman karşıtı ırkçılığın arttığına dikkati çeken "Almanya'da 7 Ekim 2023'ün sonuçları: Hukuk devleti çerçevesinde antisemitizmle mücadele" raporunu yayımladı. Raporda geçen yıl Almanya genelinde 1926 Müslüman karşıtı ırkçı olayın belgelendiğini, bunun günde ortalama beş vakadan fazla olduğunu ve 2022'deki 898 olaya kıyasla yüzde 114'lük bir artış anlamına geldiğine vurgu yapıldı.
Yunanistan hükümetinin, özellikle Batı Trakya'daki Türklere yönelik politikaları, bölgedeki etnik nüfusun Yunanlaştırılması ve kültürel hafızanın yok edilme girişimi olarak değerlendirildi. Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, 23 Ağustos'ta, Batı Trakya'daki Türk Azınlığın Yunanistan tarafından uzun yıllardır sistematik olarak ayrımcılığa uğradığını hatırlatarak, yakın zamanda kapatılan Türk okullarının bunun bir yansıması olduğunu söyledi.
Dünyada spor alanında kaydedilen ayrımcı uygulamalar
Gazze'de İsrail'in gerçekleştirdiği katliama yönelik tepkiler, spor camiasında da yıl boyunca geniş yankı buldu. Türk spor dünyasında, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına ilk günden itibaren tepkiler yükselirken, Benfica forması giyen Kerem Aktürkoğlu'nun Galatasaray'dayken yaptığı "Filistin halkının yok edilmesini sessizce izlemek doğru mu?" paylaşımı, bu tepkilerin önemli bir örneği oldu.
Avrupa'da Filistin'e en güçlü destek, İskoçya'da Celtic taraftarlarından gelirken, İspanya'da Baskonia taraftarları "Soykırımcı İsrail" ve "Katil İsrail" yazılı pankartlar açtı.
Spor dünyasının önde gelen isimlerinden Lewis Hamilton, Kyrie Irving, Eric Cantona, Muhammed Salah, Karim Benzema, Coco Gauff ve Ons Jabeur, İsrail'e karşı sık sık destek mesajları paylaştı. Fas asıllı Hollandalı futbolcu Anwar El Ghazi de Filistin yanlısı bir paylaşım yaptığı için Mainz 05 tarafından kadro dışı bırakıldı ve sözleşmesi feshedildi.
Fransız futbolcu Karim Benzema, Gazze'deki saldırılar sırasında Filistin halkına destek veren açıklamaları nedeniyle Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin tarafından "siyasi İslam propagandası" yapmakla suçlandı.
Öte yandan, Avrupa Futbol Federasyonları Birliğinin (UEFA) verdiği kararlar da tartışma yarattı. Milli futbolcu Merih Demiral, EURO 2024'te Avusturya ile oynanan maçta yaptığı bozkurt işareti nedeniyle 2 maç ceza aldı. Bu ceza, benzer olaylarla kıyaslandığında haksız bulunurken, UEFA, Türk düşmanlığıyla suçlandı.
Futbolda artan ırkçılık özellikle İspanya'da yeşil sahalarda daha görünür hale geldi. Barcelona'nın genç yıldızı Lamine Yamal, Real Madrid ile oynanan maçta attığı gol sonrası taraftarların ırkçı hakaretlerine maruz kaldı. Real Madrid'in bir diğer oyuncusu Aurelien Tchouameni ise Mallorca maçında attığı gol sonrası ırkçı saldırılara uğradı.
Real Madridli Vinicius Jr., sezon boyunca sık sık ırkçı saldırıların hedefi oldu. Atletico Madrid maçı öncesi futbolcuya yönelik sosyal medyada başlatılan nefret kampanyasıyla bağlantılı 4 kişi gözaltına alındı. Yıldız futbolcu, mayısta verdiği bir röportajda, ırkçı tezahüratların her maçta yaşandığını ifade ederken gözyaşlarını tutamayarak taraftarların ten rengi üzerinden kendisine saldırdığını söyledi.
İspanya Futbol Federasyonu (RFEF), geçen sezon oynanan Getafe-Sevilla maçında Sevillalı futbolculara yönelik ırkçı tezahüratlar nedeniyle Getafe'ye 27 bin avro para cezası ve 3 maç kısmi tribün kapatma yaptırımı uyguladı.
Fransa'da 26 Temmuz'da düzenlenen 2024 Paris Olimpiyat Oyunları'na başörtü yasağı uygulaması damga vurdu. Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera'nın kararıyla, organizasyona katılacak olan Müslüman Fransız sporcuların başörtüsü takması yasaklandı. Kararın ardından Fransız koşucu Sounkamba Sylla'nın açılış törenine başörtüsü ile katılmasına izin verilmezken, Fransız sporcu törene şapka takarak katıldı.
ABD'de Müslüman karşıtlığı
ABD, 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden İsrail saldırılarının en büyük finansörü olarak 2024'e damgasını vurdu. Başkan Joe Biden yönetiminin İsrail'e toplam 17,9 milyar dolar askeri yardım sağladığı ortaya çıktı. Bu durum ABD halkında tepkilere neden oldu.
ABD Hava Kuvvetlerinde görev yapan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, 24 Şubat'ta İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde dramatik bir eylem gerçekleştirdi. "Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim" diyerek üzerine benzin döken Bushnell, kendini ateşe verdi ve nefesi kesilene kadar "Filistin'e özgürlük" diye bağırdı. Bu olay, ABD başta olmak üzere birçok ülkede Filistin yanlısı protestoların fitilini ateşledi.
ABD'de, 2024 yılı, Filistin'e destek verenlerin hem toplumsal hem de mesleki baskılara maruz kaldığı bir yıl olarak tarihe geçti.
ABD genelinde 17 Nisan'da Filistin yanlısı gruplar sokaklarda ve üniversite kampüslerinde protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Öğrenciler İsrail karşıtı protestolar yaparak okul yönetimlerini ve ABD hükümetini İsrail ile ilişkileri kesmeye çağırdı ancak güvenlik güçlerinin sert müdahaleleriyle birçok öğrenci gözaltına alındı.
Üniversitelerdeki bu eylemlerin ardından mayısta, Gazze'ye destek açıklamaları yapan akademisyenler de baskılara maruz kaldı. Bazı akademisyenler uzaklaştırma alırken, bazılarının sözleşmeleri yenilenmedi ya da görevlerine son verildi.
Filistin'e destek verdiği için sanatçılar, sporcular ve farklı meslek gruplarından kişiler de işlerini kaybetti. ABD’nin en büyük Müslüman sivil özgürlükler örgütü Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), FBI'ın 7 Ekim'den itibaren Filistin'e destek veren kişileri fişlemeye başladığını açıkladı. CAIR Los Angeles Hukuk Direktörü, 29 Ağustos'ta bu fişleme listesine karşı hukuki mücadele başlatıldığını duyurdu.
Filistin'e desteğiyle tanınan Filistin kökenli Amerikalı model Bella Hadid, Adidas'ın marka yüzü olduğu bir ayakkabı kampanyasından çıkarıldı. İsrail yanlısı lobi gruplarının baskısıyla alındığı belirtilen kararın ardından Adidas geniş çaplı boykot çağrılarıyla karşı karşıya kaldı.
Gladyatör 2 filminde önemli bir kadın karakteri canlandırması planlanan May Calamawy’nin sahneleri, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşı duruşu nedeniyle büyük ölçüde kesildi.
Çığlık 7 filminin yapımcısı Spyglass Media da oyuncu Melissa Barrera'yı, sosyal medya paylaşımlarında İsrail'i eleştirdiği ve Filistin halkına destek verdiği gerekçesiyle film kadrosundan çıkardı.
Bu olayın ardından, Wednesday dizisiyle tanınan Jenna Ortega da Barrera'ya destek verdi. Gazze'deki insani krizi vurgulayan paylaşımlar yaparak dayanışmasını gösteren Ortega, benzer tepkilerle karşılaşma riskini göze aldı.
Filistin halkını destekleyen Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) hareketinin aktif savunucularından biri olan Pink Floyd'un kurucularından Roger Waters, İsrail'in politikalarını "soykırım" olarak tanımladığı için uzun süredir baskıların hedefinde. Filistin'e verdiği destek nedeniyle kara propaganda kampanyaları ve konser iptalleriyle karşılaşan Waters, özellikle İsrail karşıtı duruşunu eleştiren lobilerin baskısıyla pek çok engel yaşamış olsa da mücadeleden vazgeçmedi.
Hindistan ve Afrika'da ayrımcılık
Hindistan'da Başbakan Narendra Modi'nin başında olduğu Bharatiya Janata Partisi (BJP) ile bağlı olduğu RSS'den (Hindistan Gönüllü Organizasyonu) oluşan hükümetin 2014'te göreve gelmesinden beri "Hindutva" ideolojisi çerçevesinde ülkedeki 200 milyon Müslüman ve diğer azınlıklara karşı nefret, baskı ve şiddet arttı ve sistematik hale geldi.
Chicago merkezli sivil toplum kuruluşu Justice For All'un (Herkes İçin Adalet) Başkanı Abdul Malik Mujahid, 8 Ocak'ta, Hindistan'da Müslümanların eğitim ve iş hayatında ciddi ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Mujahid, "Müslümanlar eğitimde ve iş hayatında Hinduların gerisinde bırakılıyor. Bu ayrımcılık, Müslümanların yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor."dedi.
Mujahid, aşırı milliyetçi Hindutva destekçilerinin Müslümanların ibadethanelerini yıktığını ve İslam kültürünü yok etmeye çalıştığını kaydetti. Mujahid ayrıca "Müslümanlar haklarını yasal yollarla aramaya çalışıyor ancak Hindutva yanlısı yargı sistemi nedeniyle başarılı olamıyorlar. Hiçbir suç işlememiş olmalarına rağmen yıllardır hapishanede tutulan Müslümanlar var. Barışçıl protestolar düzenleyenler ise evlerinin yıkılması gibi cezalarla karşılaşıyor." ifadesini kullandı.
Bu baskıların son örneklerinden biri, 11 Aralık'ta Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletinde kayda geçti. 185 yıllık tarihi Nuri Camisi, otoyol yapımına engel olduğu gerekçesiyle buldozerlerle yıkıldı. Bu olay, hem Hindistan'da hem de uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açtı.
Afrika kıtasında ise bu yıl da yoksulluk, sağlık hizmetlerine erişimdeki adaletsizlikler ve salgın hastalıklar gündemdeki yerini korudu. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2024 raporuna göre, kıta genelinde sağlık hizmetlerini sunabilecek yeterli sayıda personel bulunmuyor. Afrikalıların yüzde 48'i, kalifiye sağlık çalışanı, ilaç, tıbbi ürünler ve yenilikçi teknolojilere erişimde ciddi sıkıntılar yaşıyor. Sahra Altı Afrika'da sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 25'i kişilerin cebinden karşılanıyor.
Afrika, siyasi istikrarsızlık, çatışmalar ve iklim değişikliğinin etkileriyle de mücadele ediyor. Bu durum, kızamık, çocuk felci, kolera ve sarıhumma gibi salgın hastalıkların yayılmasını hızlandırıyor. DSÖ'nün raporunda, bu sorunların çözümü için kıtada daha fazla uluslararası destek ve sürdürülebilir sağlık politikalarına ihtiyaç olduğu belirtiliyor.