Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Mecdelani, Gazze saldırılarıyla ilgili uluslararası toplumun konumuna değindi: "Maalesef uluslararası toplum diye bir şey yok. Sadece uluslararası toplumun iradesine el koyan Amerika'nın vetosu var. ABD hala saldırıyı destekliyor, İsrail'e siyasi ve diplomatik koruma sağlıyor, mali ve askeri yardımda bulunuyor ve bu nedenle uluslararası toplum saf dışı kalmış durumda." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası kurumlar ile ABD'nin çifte standart uyguladığına işaret eden Mecdelani, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Rusya'ya yaptırım uygulanırken, İsrail'e hiç bir yaptırım uygulanmayıp aksine destekte bulunulduğunu aktardı.
Türkiye'nin rolü büyük
Türkiye'nin Gazze'deki Filistin halkını desteklemede büyük bir rol oynadığını söyleyen Mecdelani, şunları kaydetti:
"Uluslararası forumlarda Filistin halkına yönelik açık siyasi tutumu ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve diğer kuruluşlardaki rolü nedeniyle Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rolünü takdir ediyoruz. Türkiye'nin insani yardım ve yaralı Filistinlilerin Türkiye'ye kabulü çerçevesinde sağladığı insani desteği takdir ediyoruz.
Filistin Sosyal Kalkınma Bakanlığı ile Türkiye'deki mevkidaşı arasında da iyi bir koordinasyon var. Geçtiğimiz hafta ortak bir toplantı yaptık ve Türkiye'deki yaralı Filistinli çocuklara yardım konusundaki düzenlemeleri tartıştık."
Uluslararası topluma çağrı
Mecdelani, konuşmasında uluslararası toplumdan Gazze'yle ilgili öncelikli bazı adımlar atmasını da isteyerek, bunlar arasında, Filistin halkına yönelik saldırganlığın durdurulması için gerekenin yapılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesinin güvence altına alınmasının yer aldığını vurguladı.
Mecdelani, siyasi çözümün, uluslararası meşruiyet kararlarının ve işgali sona erdirecek bir yol haritasının uygulanmasının önünün açılmasının gerekliliğine işaret etti.
"Bu savaş, getirdiği tüm trajediler ve zorluklarla birlikte, işgalin sona ermesine ve Filistin devletinin ilanına giden yolu açmalıdır." diyen Mecdelani, halihazırda en büyük önceliğin; saldırıların durması, insani yardımların girmesi için sınır kapılarının açılması ve tehcir politikasının sonlandırılması olduğunu, bunların gerçekleşmesinden sonra siyasi çözüm sürecinin başlayacağını dile getirdi.