ÇOMÜ Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Borlat, 1. Dünya Savaşı başladıktan sonra Osmanlı Devleti'nin Çanakkale'deki asker sayısının hızla arttığını, özellikle Boğaz Muharebesi sonrasında bir kara savaşı hazırlığı beklendiği için bu sayının 80 binden 100 bine, ardından 200 bine kadar çıktığını belirtti.
Asker sevkinin başlamasıyla Osmanlı Devleti'nin İstanbul'dan ve Anadolu'nun her yerinden Çanakkale'ye asker sevk etmeye başladığını ifade eden Borlat, şunları söyledi:
"Şüphesiz ki gelen bu askerler içinde Filistin bölgesinden gelen askerlerimiz de bulunmaktaydı. Bunların arasında belki de en uzun yolu katederek Çanakkale'ye gelenlerse 16. Tümen askerleriydi. Bu tümen içinde bulunan 47, 48 ve 125. Alaylar, Adana ve Mersin bölgesinden toplanmak suretiyle önce İstanbul'a, oradan da Çanakkale'ye sevk edilmişlerdi. 47. Alay askerlerinin, İstanbul'a kadar uzayan yolculuklarının ardından Çanakkale'de muharebe hattına geldiklerini görüyoruz. 25 Nisan Kara Muharebesi sonrasında düşman ile 4-6 metreye kadar bir mevzi muharebesi içinde yer aldıklarını söyleyebiliriz."
Filistinlilerin düşmanla yakın mesafeden çarpıştığı yere Çanakkale muharebeleri sırasında "Kanlısırt" adı verildiğini anlatan Borlat, "19 Mayıs taarruzu esnasında şu anda bulunduğumuz muharebe hattında 6 saat içinde 2 milyon piyade mermisi harcanıyor. Bu olay esnasında 10 bine yakın zayiat veriyoruz. Bu olaydan sonra şu anda bulunduğumuz hatlara Kanlısırt ismi veriliyor. 19 Mayıs taarruzu ile isimlendirilen Kanlısırt bölgesinde daha çok 47. Alay askerlerinin muharebe ettiğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
Doç. Dr. Barış Borlat, şu bilgileri verdi:
"Özellikle şu an bulunduğumuz hatlar, 6 Ağustos muharebesi sırasında 47 Alay Komutanı Ahmet Tevfik Bey ile 15. Alay Komutanı İbrahim Şükrü Bey'dir. İki alay komutanının şehit olduğu bir muharebe hattının tam ön hatları içindeyiz. Şu an Çanakkale muharebesi esnasında Osmanlı askeri ile yan yana muharebe eden Filistinli askerlerimizin muharebe ettiği sahadayız, mevzilerin bulunduğu yerin içindeyiz. Sadece bu bölge içinde Arıburnu'nda 47, 57, 72 ve 77. Alaylar'da Filistin-Kudüs bölgesinden askerlerimiz de görev almışlardı. Arıburnu bölgesi hattı içinde 50'den fazla şehit verdiklerini söyleyebiliriz. Bulunduğumuz yerin arkasında bulunan Kesikdere, Çataldere ve Mutfakdere içindeki şehitliklerimizde yatıyorlar."
"Ölümün muhakkak olduğu bir muharebe hattı içinde yer aldılar"
Birlikler içine dağıldıkları için Filistinlilerin sayısının bine yaklaştığını anlatan Borlat, sözlerine şöyle devam etti:
"Seferberlik esnasındaki asker kayıt defterlerinde sayı çok daha yüksek. Şu anda Filistin-Kudüs diye kastettiğimiz yerin, 1915-1916'daki taksimatında Filistin bölgesi ve çevresindeki yerleşim alanları da katıldığında Çanakkale bölgesindeki şehit sayısının 50'den fazla olduğunu söylemekte fayda var. Milli Savunma Bakanlığının 'Şehitlerimiz' listesinde kastedilen bölümde Kudüs diye aradığımızda çıkan sayı 50 ancak yerleşim yerleri, idari bölümlerin değişmesinden dolayı bu sayının çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Çanakkale bölgesindeki Filistinli askerlerin en fazla muharebe ettiği, en fazla şehit olduğu yer Arıburnu bölgesidir. Arıburnu bölgesinin özelliği şu; taraflar arasındaki mesafenin 4 metreye kadar düştüğü, Atatürk'ün tabiriyle ölümün muhakkak olduğu bir muharebe hattı içinde yer aldılar."
Filistinli şehitlerin isimleri, kendi bölgelerindeki unvanlarının kayıtlarda yer aldığını ifade eden Borlat, "Tek tek şunu söyleyebiliriz, hangi asker hangi tarihte nerede şehit oldu, cephe gerisinde nerede bulundular ve hangi şehitliğe gömüldüler bu bilgilere ulaşabiliriz ancak bireysel kahramanlık ya da bireysel olarak bir isimleşmenin tespiti çok zor görülüyor." dedi.