İsrail, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve esir takası anlaşması için Katar'ın başkenti Doha'da müzakerelerin başlamasından bu yana saldırıları yoğunlaştırdı.

Bu durum, müzakerelerin gidişatı, ateşkes, esir takası, yerinden edilmiş kişilerin iadesi, Gazze'nin yeniden inşası ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi konularında anlaşmaya varılma olasılığına ilişkin endişelere yol açıyor.

İsrail'in saldırıları artırırken, gözler yeni müzakere turlarının devam ettiği Doha'ya çevrildi.

Uluslararası ateşkes çağrılarına rağmen İsrail, müzakere öncesinde “güvenliği sağlama” bahanesiyle saldırılarına devam etti. İsrail, saldırıların ve "katliamların" hızını artırarak Hamas'a ve uluslararası topluma taleplerini kabul ettirmek için baskı yapmaya çalışıyor.

İsrail ordusu müzakerelerin başladığı 15 Ağustos'tan bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde "13 katliam" gerçekleştirdi; bu saldırılarda 168 Filistinli şehit oldu, 456 Filistinli de yaralandı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze'de sivillere yönelik suç ve katliamları son günlerde artırarak sürdürdüğünü söyledi.

Siyasi baskı aracı olarak hedeflerine ulaşmak için 13 yeni katliam gerçekleştirdiğine dikkati çeken Sevabite, İsrail ordusunun sivillere yönelik "soykırım savaşını", sivillerin evlerini kasıtlı olarak bombalamayı ve "katliamları" sürdürdüğünü belirtti.

"İsrail ordusunun, tehcir başta olmak üzere insanlığa karşı işlediği suçların yanı sıra hastaneler, konutlar, camiler, okullar ve barınma merkezlerini hedef almak suretiyle Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçunu tamamlama planı olduğunu" vurgulayan Sevabite, tüm dünyayı Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı saldırıları durdurmak, İsrail liderlerini uluslararası mahkemelerde yargılamak, soykırım ve insanlığa karşı suçları kınamak için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.

İsrail bununla yetinmedi; Gazze Şeridi'nin Han Yunus başta olmak üzere çeşitli bölgelerinde, geniş çaplı tahliye emirleri yayınlayarak ateşkes görüşmelerinin önüne geçti.

Müzakerelerin ikinci günü 16 Ağustos'ta İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabından yeni bir harita paylaşarak Deyr el-Belah kentinin doğusundaki bölgelerin yanı sıra Han Yunus'a bağlı El-Karara, El-Mevasi, Cela, Hamed ve Nasr bölgelerinin boşaltılmasını istedi.

Adraee'nin paylaştığı haritada, İsrail'in "güvenli bölge" ilan ettiği ve yerinden edilen 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Mevasi'nin bazı kısımlarının da yer alması dikkati çekti.

İsrail ordusu 17 Ağustos'ta da Gazze Şeridi'nin orta kesiminde daha önce defalarca saldırıların hedefi olan Megazi Mülteci Kampı ile geniş bir alanı kapsayan bazı bölgelere saldırı başlatacağını duyurarak buradaki Filistinlerden bir kez daha göç etmelerini istedi.

İsrail ordusu boşaltılmasını istediği bölgelere eş zamanlı olarak saldırılar düzenledi.

İsrail ordusu,18 Ağustos'ta saldırılarını Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde daha önce "güvenli bölge" olarak ilan ettiği alanların çok yakınındaki Hamed Mahallesi'ne kadar genişletti.

Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı Karadaği: BM'in bize hiçbir faydası yok Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı Karadaği: BM'in bize hiçbir faydası yok

İsrail ordusu, sahadaki askeri baskıyı artırma çabaları kapsamında yerinden edilenlerin çadırlarını defalarca hedef aldı. Filistinli sivillerin acıları ve sıkıntıları artarken ve İsrailli müzakerecilerin elini güçlendirdi.

İsrail ordusu, 18 Ağustos'ta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde "güvenli olduğunu iddia ettiği" bölgede TRT Arabi ekibinin bulunduğu aracı hedef aldı.

TRT Arabi Gazze Muhabiri Sami Berhum, İsrail askerlerinin Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde üzerinde basın yazısının bulunmasına rağmen araçlarını hedef aldığını söyledi.

Filistinli gazeteci Selma el-Kaddumi 19 Ağustos'ta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde görevini icra ettiği sırada İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu yaralandı.

Ayrıca Filistin basınında dün sabah çıkan haberde, İsrail ordusunun dün Han Yunus'un kuzeybatısındaki Hamed kentinde görev başındaki bir grup gazeteciyi hedef aldığı ve bu saldırıdan sonra gazeteci İbrahim Mervan Muharib'den haber alınamadığı belirtildi.

Daha sonra Muharib'in cansız bedeni, Hamad kenti yakınlarında bulundu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da yoğunlaşan saldırılar

İsrail ordusu ve Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin 15 Ağustos'tan bu yana Filistinlilere ve mülklerine karşı düzenlediği saldırılarda 3 Filistinli şehit oldu; çok sayıda kişi gözaltına alındı, sakinler zorla yerlerinden edildi; evleri kundaklandı.

Filistin resmi kaynakları ve hastane kaynaklarına göre, 15 Ağustos akşamı yaklaşık 100 kadar Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailli Batı Şeria'nın kuzeyindeki Kalkilya kentinin doğusunda yer alan Cit köyüne saldırı düzenledi.

Saldırıda, 23 yaşındaki Raşid Sidde şehit oldu, bir kişi ağır yaralandı. Filistinlilere ait 4 ev ile 6 araç ateşe verildi.

Söz konusu saldırı, birkaç aydır düzenlenenlerin en şiddetli olarak tanımlandı.

Öte yandan Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim dosyalarından sorumlu Mutaz Bişarat, 16 Ağustos'taki açıklamasında, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ürdün Vadisi'nde (Ağvar) yaşayan ve 14 aileden oluşan "Ummu'l Cemal" topluluğunun Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırıları sonucu göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

Aynı gün Batı Şeria'nın çeşitli yerlerinde Filistinlilere yönelik saldırılar düzenledi.

Bir gün sonra cumartesi akşamı ise Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin şehrinde Filistinlilere ait bir araca insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen saldırıda 2 Filistinli şehit edildi.

Filistin Esirler Cemiyeti verilerine göre de İsrail ordusu, Batı Şeria'da Nablus, Kalkilya ve Tulkerim kentlerinde yoğunlaşan bir dizi baskın düzenledi ve 80'den fazla Filistinliyi gözaltına aldı..

FKÖ'ye bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi, 7 Ekim'den bu yana ise 18 Filistinlinin toprakları gasbeden İsraillilerin açtığı ateş sonucu şehit olduğunu aktardı.

Editör: Islamist Agenda