Ateşkesin bu şekilde algılanmasının arkasında hem askeri hem de siyasi birçok neden bulunuyor. İşte bu süreci Filistin için önemli bir başarı haline getiren başlıca faktörler:
Hamas’ın Direnişi Sona Erdirilemedi
İsrail, Gazze’deki operasyonlarında Hamas’ı etkisiz hale getirmeyi ve hareketin askeri kapasitesini yok etmeyi hedeflemişti. Ancak, uzun süren saldırılara rağmen Hamas, askeri ve siyasi varlığını korumayı başardı. Filistin direniş güçlerinin, özellikle Kassam Tugayları’nın çatışmalarda gösterdiği direnç, İsrail’in hedeflerine ulaşmasını engelledi. Bu durum, direnişin hem saha hâkimiyetinde hem de moral açısından büyük bir kazanç elde ettiğini gösteriyor.
İsrail’in İşgal Alanlarını Genişletememesi
İsrail, operasyonların başlangıcında Gazze’nin kuzeyinde ve diğer kritik bölgelerde işgal alanlarını genişletmeyi planlıyordu. Ancak, Filistin direnişi tarafından düzenlenen saldırılar ve kurulan pusular, bu ilerlemeyi durdurdu. İsrail’in askeri hedeflerine ulaşamaması, direnişin stratejik bir zafer kazanmasına neden oldu.
Filistin’e Yönelik Artan Uluslararası Destek
Aksa Tufanı’nın başladığı günden itibaren, dünya genelinde Filistin davasına yönelik destek önemli ölçüde arttı. Hem bireyler hem de devletler, Filistin halkının haklı mücadelesine olan desteklerini dile getirdiler. Birçok devlet, bu süreçte Filistin devletini resmen tanıdığını açıklarken, sivil toplum kuruluşları ve aktivistler de Filistinlilere yönelik dayanışma kampanyaları düzenledi. Bu durum, Filistin meselesinin uluslararası alanda daha fazla tanınmasına ve desteklenmesine olanak sağladı.
İsrail’in Uluslararası İmajı Zedelendi
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, dünya genelinde “soykırım” suçlamalarına yol açtı. Saldırılar sırasında binlerce sivilin hayatını kaybetmesi ve temel altyapının yok edilmesi, İsrail’in uluslararası kamuoyunda ağır bir şekilde eleştirilmesine neden oldu. İsrail, sadece hükümetler tarafından değil, aynı zamanda sivil toplum ve medya tarafından da “soykırımcı” olarak nitelendirildi. Bu durum, İsrail’in uluslararası alandaki imajını ciddi şekilde zedeledi ve diplomatik ilişkilerini olumsuz etkiledi.
Filistin’in Mücadelesine Yönelik Umut Arttı
Ateşkes süreci, Filistin halkı için moral yükseltici bir etkisi olan önemli bir dönemeç oldu. Gazze’deki çatışmalar sırasında direnişin kararlılığı, İsrail’in karşısında ciddi bir mücadele gücü olduğunu gösterdi. Bu da Filistin halkının, işgal altındaki topraklarının kurtarılması ve bağımsız bir devlet kurulması konusundaki umutlarını artırdı.
Ateşkesin Önemi
Ateşkes, sadece çatışmaların geçici olarak sona ermesini sağlamadı; aynı zamanda bölgedeki dengeleri de etkiledi. İsrail’in askeri hedeflerine ulaşamaması ve Filistin direnişinin güçlü bir şekilde ayakta kalması, bu sürecin Filistin lehine bir sonuç olarak değerlendirilmesine neden oldu. Ateşkes, Filistin davasına uluslararası kamuoyunda yeni bir ivme kazandırırken, İsrail’in stratejik başarısızlıklarını gözler önüne serdi.
Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes, sadece bir çatışma döneminin sonu değil, aynı zamanda Filistin direnişi için önemli bir zaferin sembolü olarak görülüyor. Hamas’ın askeri direnişi, uluslararası desteğin artması ve İsrail’in kötüleşen imajı, bu sürecin Filistin açısından büyük bir kazanım olarak değerlendirilmesini sağladı. Bu durum, Filistin halkının haklı mücadelesini daha da güçlendiren bir dönüm noktası olarak tarihe geçecek.