Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine ICJ'de açtığı "soykırım" davasındaki ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin 2 gün sürecek duruşmalar yarın başlayacak.

Güney Afrika, İsrail'i Gazze Şeridi'nde soykırım yapmakla suçladığı 84 sayfalık bir dosyayla 7 Ekim'den bu yana katliamlar ve yıkımların yanı sıra su, gıda, ilaç, yakıt, barınma ve diğer insani yardımlar gibi temel ihtiyaçların engellenmesini de içeren uygulamaları ayrıntılı şekilde ortaya koydu.

Her iki taraf da iki gün boyunca Lahey'deki mahkemede yargıçlar önünde argümanlarını sunacak.

Basında yer alan haberlere göre, davada Güney Afrika tarafını Güney Afrikalı uluslararası hukuk profesörü John Dugard başkanlığındaki hukukçular, İsrail tarafını ise İngiliz hukukçu Malcolm Shaw temsil edecek.

Güney Afrika

Eski Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları raportörü Dugard, daha önce ICJ'de birçok kez hakimlik yaptı.

Dugard, Aralık 2023'te yaptığı açıklamada, "İsrail yönetiminin, Başbakan (Binyamin) Netanyahu'nun, savaş kabinesinin ve İsrail ordusunun pek çok mensubunun savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve muhtemelen soykırım suçunun işlenmesinden sorumlu olduğunu vurgulamak önemlidir. Bu suçlardan sorumlu tutulmalıdırlar." ifadelerini kullandı.

İnsan hakları ve uluslararası ceza hukuku alanında uzmanlaşan Dugard, Witwatersrand, Cambridge ve Leiden üniversitelerinde uluslararası hukuk alanında dersler verdi.

Dugard, daha önce BM Uluslararası Hukuk Komisyonu üyeliği ve BM insan hakları raportörü olarak İsrail'in Filistin topraklarında işlediği insan hakları ihlallerine ilişkin bir rapor hazırladı.

Güney Afrika hukuk ekibinin diğer önemli üyeleri arasında kıdemli avukat Adila Hassam, Johannesburg Barosu avukatlarından Tembeka Ngcukaitobi ve uluslararası avukat Max Du Plessis yer alıyor.

Ekipte ayrıca avukatlar Tshidiso Ramogale, Sarah Pudifin-Jones ve Lerato Zikalala yer alırken, İrlandalı avukat Blinne Ni Ghralaigh ve İngiliz avukat Vaughan Lowe dışarıdan danışmanlık veriyor.

İsrail

Haaretz gazetesine göre, Shaw, uluslararası hukuk konusunda dünyanın önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Shaw'un geçmişte de ICJ'de görev yaptığı ifade ediliyor.

İngiltere merkezli avukatlık bürosu Essex Court Chambers'deki profiline göre, Shaw, kariyeri boyunca toprak anlaşmazlıkları, deniz hukuku, insan hakları ve uluslararası örgütler konularında danışmanlık yaptı.

Shaw, İngiltere, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Sırbistan hükümetlerine de danışmanlık hizmeti verirken, ICJ'nin yanı sıra daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Adalet Divanı ve dünyanın dört bir yanındaki diğer üst düzey mahkemelerdeki davalara da müdahil oldu.

Malcolm Shaw'ın, İsrail'i temsil edecek dört avukattan biri olduğu ifade edilse de diğer avukatların isimlerine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmiyor.

Divan hakimleri

DSÖ: Lübnan'ın sağlık sistemindeki baskı her zamankinden daha fazla DSÖ: Lübnan'ın sağlık sistemindeki baskı her zamankinden daha fazla

ICJ'de 9 yıllığına seçilen 15 hakim görev alırken bu kişiler genellikle eski hakimler, diplomatlar, avukatlar ve akademisyenlerden oluşuyor.

ICJ Statüsü'nün 31. maddesi gereği hakimler arasında vatandaşı olmayan bir ülkenin davası görüldüğünde, dava tarafı ülke sadece o dava özelinde görev alması koşuluyla "ad hoc" denilen geçici hakim atayabiliyor.

Davada, Güney Afrika Anayasa Mahkemesinin eski Başkan Yardımcısı Profesör Dikgang Moseneke ve eski İsrail Yüksek Mahkemesi Başkanı Aharon Barak'ın ülkeleri adına ad hoc hakim olarak görev almaları öngörülüyor.

Güney Afrika'nın iddiaları

Güney Afrika, İsrail'i, 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni üç şekilde ihlal etmekle suçluyor.

Güney Afrika ilk olarak, İsrail’in, Gazze'de yürüttüğü operasyonlarda, aynı ulusa, ırka ve dine mensup Gazze halkına karşı soykırım maksadıyla öldürme, ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verme güdüsüyle hareket ettiğini ve Gazzelilerin yaşam şartlarını, fiziksel varlığını ortadan kaldıracak şekilde kasten değiştirdiğini iddia ediyor.

Güney Afrika'nın 84 sayfalık başvurusunda ikinci olarak, İsrail'in soykırımı önlemede başarısız olduğu ifade ediliyor.

Son olarak, Güney Afrika, İsrail'in soykırımı teşvik eden yetkilileri cezalandırmadığına işaret ediyor.