Araştırmacı yazar Ensar Çalışkan, X hesabından yaptığı paylaşımda: "Üç gündür bazı dostlarımızla görüşmeler için Katar’dayım. Doha’nın siyasi elitleri Gazze’de ateşkes sağlanması için gerçekten büyük çaba sarf ediyor. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, kendi siyasi çıkarları dışında hiçbir şey düşünmeyen Mahmud Abbas, ABD’nin sadık hizmetkarı Suudi Arabistan gibi güç merkezleri İsrail’in elini güçlendirmek için çalışırken; Katar ve Türkiye, Filistin halkı ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için çıkılan bu uzun yolda Filistin’in asil evlatları ile aynı safta duruyor. Şunu belirtmek isterim ki bu savaş ve sonrasındaki süreç çok uzun. Askeri olarak bir şeyler yapılamasa bile diplomatik açıdan sahada kazanılan askeri başarının “masada” korunması çok çok önemli. Bu bağlamda masadaki konulardan birisi de Mehmetçiğin hem garantör hem de gözlem gücü olarak Gazze’ye gitmesi. Türkiye de dahil herkesten çok daha fazlasını bekliyoruz. Bütün devlet başkanlarının bu işi sırtlarındaki tarihi bir yük olarak görmelerini istiyoruz. Hakan Fidan’ın uluslararası ağırlığını bu süreçte ciddi bir sorumlulukla kullandığı Doha’da hissediliyor. Filistin tarafının meşru tezlerinin savunulması için ortaya konulan çabayla İran’ın kuyruğuna takılıp onların ağzıyla Türkiye’ye yüklenenlerin arasında kalırsak elbette Türkiye’yi seçiyoruz. Çünkü biz İran ve Türkiye savaşırsa İran’ın yanında olacağını beyan edenlerle ittifak kurup onları velinimet edinip meclise vekil göndermedik. Uluslararası bağlamda da bu hadise Sovyetlerin dağılması sonrası Balkanlarda ortaya çıkan dalgaya oldukça benziyor. Esasen Bosna’nın bedel ödeyerek başlattığı mücadele nasıl Sırp tasallutunun kırılmasıyla sonuçlandıysa aynı şekilde Kassam’ın başlattığı mücadele de Ortadoğu’da ABD - İsrail eliyle giydirilen deli gömleğini parçaladı. Yeni gömleği ya beraber dikeceğiz ya da yine başkalarının diktiği gömleğin düğmeleri olacağız. Türkiye ve Katar bu gömleğin dikilmesi için çabalıyorsa dün eleştirdiğimizi bugün de takdir etmeyi bileceğiz." ifadelerinde bulundu. Islamist Agenda