Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani kriz ve sivil sektörleri hedef alan saldırılara ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, Gazze Şeridi'nde benzeri görülmemiş bir insani felaketin yanı sıra gıda, su, yakıt ve ilaç gibi temel ihtiyaçlarda ciddi bir eksiklik yaşandığı; çocukların gerekli temel aşılarının yapılamadığı kaydedildi.
Bu durumun bölge nüfusunu kıtlığa ve her geçen gün daha da kötüleşen bir sağlık felaketine sürüklediği belirtildi.
Bunlara ek olarak yerleşim bölgeleri, barınma merkezleri ve çadırlara gün aşırı düzenlenen saldırılarda masum sivillerin vahşice katledildiği; hastaneler ve sivil tesislerin sistematik şekilde tahrip edildiği aktarıldı.
İsrail'in açlığı bir silah olarak kullanmasının "nitelikli bir savaş suçu, tüm uluslararası ve insani sözleşmelerin ihlali" olduğu; devam eden ablukanın da "uluslararası sistemin siyasi, ahlaki ve insani başarısızlığı" anlamına geldiği ifade edildi.
Hamas, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler'e "harekete geçmeleri, sorumluluklarını üstlenmeleri ve savaş suçlusu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve faşist hükümetine baskı yaparak sınır kapılarının açılması ve Gazze Şeridi'ne tüm temel malzemelerin derhal girişine izin verilmesi" çağrısını yineledi.
İsrail'in Gazze Şeridi'nde sivil savunma depolarını hedef aldığı saldırıya ilişkin de açıklama yapan Hamas, "İsrail, Gazze'de soykırım savaşını derinleştiriyor; kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında kullanılan ağır ekipmanları bombalayarak yaşam kaynaklarını sistematik şekilde yok ediyor." ifadelerine yer vermişti.
Saldırıda, son ateşkes anlaşması kapsamında Mısır'dan getirilen 9 buldozerin de aralarında bulunduğu ağır sivil savunma teçhizatının bombalandığı kaydedilmişti.
İsrail, Hamas'la sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart'tan itibaren Gazze Şeridi'ne insani yardımların girişini durdurma kararı almıştı.