İsrail ordusu, 6 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah'ın doğusundaki bazı mahallelerin boşaltılmasını istedi. Ordu, 7 Mayıs sabahı da Gazze'nin Refah bölgesine kara saldırısı başlatarak Mısır ile olan sınır kapısının Gazze tarafını ele geçirdiğini duyurdu.
İsrail ordusunun hedefindeki Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah'tan yaklaşık 1,3 milyon Gazze'nin farklı bölgelerine göç etti.
Refah kentine kara saldırısı başlatmasıyla, çok sayıda Filistinli aile de Han Yunus'a göç etmek zorunda kaldı. Han Yunus'a sığınmak zorunda kalan aileler, kalabalık ve sıcak havaların yanı sıra su ve kanalizasyon altyapısı eksiklikleri nedeniyle büyük sıkıntılar yaşıyor. Ailelerin çoğu naylon ve bez torbalardan yapılmış çadırlarda yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor.
İsrail'in baskılarından, çocukların ve kadınların öldürülmesinden korkarak Refah kentindeki evlerinden çıkmak zorunda kalan Ebu Kas ailesi de Han Yunus'a göç eden ailelerden biri.
Gazze kentindeki Şucaiyye Mahallesi'nden çocukları ve torunlarıyla göç eden ve burada derme çatma yapılmış bir çadırda yaşan Naim Ebu Kas (55), "Han Yunus kentinin işgali nedeniyle ailemi Refah kentine taşımak zorunda kaldım. Burada birkaç ay kaldık. Ardından mayıs ayında kara saldırılarının Refah'a ilerlemesi nedeniyle Han Yunus'a göç etmek zorunda kaldık." dedi.
Ailesinin Han Yunus ve Deyr el-Belah kentlerinin batısındaki El-Mevasi bölgesindeki aşırı kalabalık nedeniyle liman dışında sığınacak bir yer bulamadığını söyleyen Ebu Kas, yüksek sıcaklıklar, su ve kanalizasyon gibi altyapı eksikliği ve artan yerinden edilmiş insan sayısı nedeniyle oluşan aşırı kalabalıkların durumu daha da "trajik" hale getirdiğini kaydetti.
İçme suyu bulamayan, satın almak zorunda kalan ailesinin zor yaşam koşulları altında hayatlarını idame ettirmeye çalıştığını belirten Ebu Kas, deniz suyunu banyo ve günlük ev işleri için kullanmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
Ebu Kas, "Burada, hayat normal değil ve bir insanın yaşayabileceği düzgün yaşam koşullarından çok uzak. Ama biz buraya çadırlarımızı kurmak zorunda kaldık. Sığınacak başka uygun yer bulamıyoruz ve tuzlu deniz suyu kullanmak zorunda kalıyoruz." diye konuştu.
Yüksek sıcaklıklar ve deniz kıyısındaki koşullar nedeniyle cilt hastalıklarının çocuklar ve kadınlar arasında yayıldığını aktaran Ebu Kas, İsrail saldırılarının bir an önce sona ermesini umut ettiklerini vurguladı.
Han Yunus sahilinde kurulan çadırda ailesiyle yaşayan Melek el-Nakle'nin (26) de durumu benzerlik gösteriyor.
AA'ya konuşan Nakle, Han Yunus sahilindeki yaşam koşullarının "bölgede yerinden edilenlere yönelik hizmet ve yardım eksikliği nedeniyle çok zor" olduğunu söyledi.
Nakle, "Burası savaş öncesinde vatandaşların dinlenmesi için ayrılmıştı ama başka yer olmadığı için burada yaşamak zorunda kaldık. Refah'tan saldırılar sebebiyle ayrılmak zorunda kaldıktan ve 13 yaşındaki erkek kardeşimin yaşamını yitirmesi sonrasında hayat bizim için zorlaştı." dedi.
Han Yunus'ta yaşayacak yer bulamadıklarını bu yüzden hiçbir hizmet, destek olmamasına rağmen çadırlarını sahile kurduklarını anlatan Nakle, tuzlu deniz suyu kullanmak zorunda kaldıklarını anlattı.
Nakle "Sıcak havaların yanı sıra aşırı tuzlu suyun kullanmak, yerinden edilen insanların koşullarını kötüleştirdi ve birçok kişide alerji ve cilt hastalıklarına neden oldu." diye konuştu.
Yerel ve uluslararası sağlık kuruluşları, barınma merkezlerinde aşırı kalabalıklaşma, kişisel hijyen ve gerekli tedavilerin sağlanmaması nedeniyle yerinden edilenler arasında hastalık ve salgın hastalıkların yayıldığı konusunda defalarca uyarıda bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Kıdemli İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag, 2 Temmuz'da yaptığı açıklamada, 7 Ekim'in ardından Gazze'deki sivillerin "uçuruma itildiğini" ifade ederek, "Gazze'de sadece insani kriz yok, aynı zamanda bir sefalet girdabı var." demişti.
Kamu sağlık sistemi ve eğitim sisteminin imha edildiğini belirterek, sıcaklar nedeniyle bulaşıcı hastalıklarda da artış olduğunu kaydeden BM Koordinatörü Kaag, İsrail'in 6 Mayıs'ta Refah'a saldırılarının ardından 1 milyondan fazla kişinin tekrar yerinden edildiğine ve Gazze genelinde 1,9 milyon insanın yerinden edildiğine işaret etmişti.
Kaag ayırca, "Gazze'de güvenli hiçbir yer yok." vurgusunu yineleyerek, İsrail'in Han Yunus'taki "yeni tahliye emrinden" derin endişe duyduğunu dile getirmişti.