Dam Meydanı'nda toplanan kalabalığa hitap eden konuşmacılar, Gazze'ye yönelik saldırılara rağmen Hollanda hükümetinin ateşkes çağrısında bulunmamasına tepki gösterdi.

Konuşmaları keserek sık sık "derhal ateşkes" sloganları atan grup, daha sonra ellerine aldıkları ışıklarla Kraliyet Sarayı önünde İngilizce "derhal ateşkes" anlamına gelen "ceasefire now" koreografisi oluşturdu.

Kolombiya: Netanyahu hakkındaki tutuklama kararına uyacağız Kolombiya: Netanyahu hakkındaki tutuklama kararına uyacağız

Uluslararası alanda ateşkes çağrıları artıyor

Oxfam Novib İletişim Direktörü Stefan Verwer, AA muhabirine, ateşkes çağrısı yapmak için toplandıklarını belirterek, "Kalıcı ateşkes istiyoruz. Şu anda Gazze'deki insanlar için en iyisi bombalamaların durması ve ateşkesin sağlanması. On binlerce insan öldü ve sayı artmaya devam ediyor." açıklamasında bulundu.

Küresel düzeyde "derhal ateşkes" kampanyası başlattıklarını aktaran Verwer, "Uluslararası alanda ateşkes çağrılarının arttığını görüyoruz. BM Genel Kurulu'ndaki oylamada, ateşkes çağrısı yapıldı fakat benim hükümetim Hollanda'da dahil olmak üzere bazı Batılı hükümetler 'çekimser' oy kullandı ya da İsrail'e durması için ateşkes çağrısı yapmadı." diye konuştu.

Verwer, insani yardım konularında, Hollanda hükümetiyle uzun süredir uyumlu çalıştıklarını fakat Gazze olayında bu durumun böyle olmadığını dile getirdi.

"Mahkeme kararı bizi hayal kırıklığına uğrattı"

Hollanda'da hükümete karşı, İsrail'e F-35 savaş uçağı parçalarının ihracatının durdurması talebiyle dava açtıklarını ve buna karşın mahkemenin "İsrail'e silah ihracatını durdurulması" talebini reddettiğini söyleyen Verwer, "Mahkeme kararı, bizi hayal kırıklığına uğrattı." dedi.

Verwer, İsrail'in bazı uluslararası insancıl hukuk kurallarını ihlal ettiğinin mahkemece tespit edildiğini ancak buna karşın Hollanda hükümetinin, F-35 parçaları göndermesine imkan veren hukuki boşluk sebebiyle taleplerinin reddedildiğini belirtti.

Hollanda'nın, insan hakları ihlallerinin yapıldığı bölgelere silah ticaretini yapmama yönünde yerleşik bir uygulaması olduğuna vurgulayan Verwer, İsrail'e F-35 parçaları göndererek Hollanda'nın uzun süredir devam ettirdiği bu uygulamasından saptığına dikkati çekti.

Gazze olayında birçok çifte standart uygulamasının ortaya çıktığını belirten Verwer, mahkeme kararına karşı temyiz yoluna gideceklerini kaydetti.

İnsan hakları kuruluşları, İsrail'e F-35 parçalarının ihracatının durdurulmasını istedi

Hollanda'da Lahey Bölge Mahkemesi, Oxfam Novib, PAX ve The Rights Forum gibi insan hakları örgütleri, İsrail'e F-35 savaş uçağı parçalarının ihracatının durdurulması talebini reddetmişti.

Davada, örgütler, 4 Aralık'ta yapılan duruşmalarda, İsrail'e F-35 parçalarının ihracatının, İsrail'in Gazze'de işlediği "muhtemel savaş suçlarına" Hollanda'nın ortak olması anlamına geldiğini kaydetmişti.

Avukat Liesbeth Zegvield, davanın duruşmasında yaptığı açıklamada "Devlet, İsrail'e F-35 parçası teslimatını hemen durdurmalı." ifadesini kullanarak, mahkemeden bu parçaların ihracatına yasak getirmesini talep etmişti.

Zegvield, "Savaş uçakları, Hollanda devletiyle hiçbir alakası olmayan bir savaşta ciddi hukuk ihlallerine yol açabilir." uyarısında bulunmuştu.

Hollanda'nın, daha önce tesis edilen lisans kapsamında İsrail'e F-35 parçası satışını durdurmak zorunda olmadığını belirten mahkeme, hükümetin, "İlgili menfaatleri tarttığı ve söz konusu karara (İsrail’e F-35 parçaları gönderilmesi) makul bir şekilde ulaştığı" sonucuna vardığı ifade edilmişti.

Öte yandan Hollanda'daki "Müslüman Hakları İzleme Grubu", İsrail'e F-35 parçaları satılarak ülkenin işlediği savaş suçlarına iştirak edildiği gerekçesiyle geçici hükümetin Başbakanı Mark Rutte ve iki bakanı hakkında ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunmuştu.

AA

Editör: Islamist Agenda