Dr. Abdülaziz Kıranşal: "Mahkeme-i kübrada davacı olarak Peygamber (sav) geldiğinde ve 'Ey Rabbim! Benim bu kavmim/ümmetim bu Kur’an’ı terk edilmiş bıraktı.' (Furkan - 30) dediğinde, halimiz ne olacak? Onlar Kur’an’ı cenazede okudular, mevlitte okudular, mübarek gün ve gecelerde okudular. Ramazan’da okudular ama siyasetlerine, hukuklarına, ekonomilerine, ticaretlerine ve ahlâklarına hâkim kılmadılar derse halimiz ne olacak? Bir futbol maçına, bir TV dizisine, bir You Tube yayınına, yeni çıkan bir cep telefonu modeline heyecanlandıkları kadar Kur’an’ın içinde ne var diye heyecanlanıp bakmadılar derse halimiz ne olacak?
Onlar düğün yaparken el âlem ne der, akrabalar ne der, dünürlerim ne der, hatta kaynanam ne der diye düşündüler. Ama bu Kur’an ne der diye hiç düşünmediler derse halimiz ne olacak? Çocuklarını yetiştirirken, onların gelecek planlamasını yaparken komşular ne der, arkadaşlar ne der diye düşündüler ama bu Kur’an ne der diye merak etmediler derse halimiz ne olacak? Milli eğitim müfredatını belirlerken, bütçeyi oluştururken, bir atama yaparken, bir miting konuşması hazırlarken, bir seçim vaadinde bulunurken kamuoyu ne der, solcular ne der, sağcılar ne der, gençler ne der, kadınlar ne der diye en ince ayrıntılarına kadar düşündüler. Ama Kur’an ne der, Allah ne der, Peygamber ne der diye bakmadılar derse halimiz ne olacak?
Onlar bir kanun çıkarırken, bir yasa yaparken, bir kararname imzalarken ABD ne der, AB ne der, BM ne der dediler. Ama Kur’an ne der diye bakmadılar derse ne olacak? Onlar, siyasi bir karar alırken, bir politika belirlerken, bir proje hazırlarken halk ne der, TV yorumcuları ne der, muhalefet partileri ne der diye düşündüler. Ama Kur’an ne der diye hiç merak etmediler derse ne olacak?"