Neden mi?
Çünkü savaşa dahil olsalar dahi artık asıl oyuncu olmayacaklar. Kendilerine mal olmayacak bir zafer için attıkları her kurşun kendilerine sanki taptıkları türbelerden bir taş düşmüş gibi ağır gelir. Gürültülü sessizlikleri ve birkaç ATGM atışından ibaret gösterileri tam olarak bununla ilgili.
Günü gelecek ve inşallah yaşıyorsak bildiğimiz her şeyi konuşacağız. Ancak en başından bazı hususları cesaretle ifade edelim ki masum pek çok kardeşimiz Hizbullah propagandasına teşne olmasın. İran, en az Siyonistler kadar İslam ümmetinin ana nehrine düşmandır. En az onun o kadar o nehri kurutmak için çabalamaktadır. Bugün Kudüs için Yahudi ile harp ediyoruz. Dün ise Halep için Rafizi ile harp ediyorduk. İkisini bir araya getiren bizi yok etme konusundaki iştiyaklarıdır.
Tüm bu hakikatlar bize bir şeyi nasihat ediyor. İslam ümmetinin düşmanları hem harpte hem de sulhta bir bütündür. Birbirlerine düşmüş olsalar dahi konu İslam ümmetine düşmanlık olunca kalpleri de amelleri de aynıdır. İşte İran ve İsrail tam olarak bu noktada birbirleriyle aynıdır.
Islamist Agenda