İsrailli askeri uzman Amos Harel, makalesinde şu ifadelerde bulundu: "Asıl meydan okuma; ordunun yapıp ettiklerinin, İsrail kamuoyuna 'başarı' olarak nasıl pazarlanacağı konusunda yaşanacak. HAMAS'ın elindeki 137 esirin serbest kalması için bir anlaşmaya varılmazsa, 'teröristler' topluca teslim olmazsa ve başta Yahya Sinvar olmak üzere HAMAS'ın üst düzey yöneticilerinden biri öldürülmezse halk bu çözümü ve savaşın şiddetinin düşürülmesini kabul edecek mi?
İsrail'in bazı hedefleri gerçekleştirmek için hala zamanı var. Şansımız yaver gider de Sinvar öldürülürse bu, esir takası anlaşmasının hızlandırılmasını mümkün kılabilir. Başbakan Netanyahu'nun, 'savaşın ertesi günü' olarak dillendirilen ve aslında savaştan arzulanan sonucun kastedildiği dördüncü aşamadan bahsetmeye hiçbir şekilde yanaşmaması, ikinci büyük sorundur.
Netanyahu'nun durumu savuşturması stratejik netliğin kaybolmasına neden oluyor, savaşın hedeflerine ulaşılmasını engelliyor ve ABD ile gerilimi tırmandırıyor. ABD, Arap ülkelerinin Gazze'de yeni bir statüko oluşturulmasına ikna edilmesi için Filistin yönetiminin Gazze'de varlık göstermesinin hayati önem taşıdığını düşünüyor."