Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlatmıştı.

İsrail'in, Cenin kenti ve kampı ile çevre beldelere başlattığı saldırılarda 25 Filistinli şehit oldu.

İsrail, Gazze'de 15 sağlık çalışanını şehit eden askerlerin yargılanmasının önünü kapattı İsrail, Gazze'de 15 sağlık çalışanını şehit eden askerlerin yargılanmasının önünü kapattı

İsrail ordusu, Cenin'de sürdürdüğü şiddetli saldırıları 27 Ocak Pazartesi günü Tulkerim, 2 Şubat'ta Tubas'ın El-Faria Kampı ve Tamun beldesini kapsayacak şekilde genişletmişti. İsrail ordusu, 7 gün süren baskının ardından 8 Şubat'ta Tamun'daki güçlerini geri çekmişti.

Bölgede tekrarlanan yıkıcı saldırıların kuzeydeki kampları yaşanmaz hale getirirken Filistinlilerin periyodik olarak yerinden edilmeye mahkum edilmesine yol açtığı ifade ediliyor.

Tulkerim Kampının Hammam mahallesinde ikamet eden Filistinli aileler de İsrail ordusunun gece geç saatte düzenlediği baskının ardından evlerini geride bırakmak zorunda kaldı. Filistinli 8 aile kalabilmek için derme çatma bir çadır kurdu.

Ailenin erkekleri, kadınların sığınabileceği bir ev bulduktan sonra kendileri için de Zenabe banliyösünde bir çadır kurdu.

"Bir gece zorla evlerimizden çıkarıldık"

Filistinli Sufyan Abdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail ordusu gece geç saatlerde evimizi bastı, eşim, kardeşlerim ve çocuklarımla birlikte zorla yerimizden edildik. Tulkerim Kampının Hammam mahallesindeki diğer komşularımızın tamamı da evlerini terk etmek zorunda kaldı." dedi.

Abdu, "Evlerimizi öylece kapısı penceresini açık bıraktık, durumlarına ilişkin bilgimiz yok. Patlatıldı mı, yandı mı, yıkıldı mı bilmiyoruz. Çok zor bir dönemden geçiyoruz ve akıbetimizin ne olacağı meçhul." ifadelerini kullandı.

Filistinli, İsrail ordusunun beraberlerinde herhangi bir eşya almalarına izin vermeden kendilerini aceleyle göçe zorladığını aktardı.

Evlerinden zorla çıkarıldıktan sonra kalmak için kurdukları çadıra işaret eden Abdu, "Derme çatma bir çadır ama 8 aileyi barındırıyor. Ailelerimizdeki kadınları bir eve yerleştirebildik. Erkekler olarak da çocuklarımızla bu çadırda birlikte yaşıyoruz." dedi.

"Nekbe'yi bir daha yaşamayacağız"

Abdu, "Yağmurlu havada, şiddetli soğukta bu çadırda yaşıyoruz. Bu çocukların böyle bir hayatta barınaksız, okulsuz yaşaması olacak iş mi?" diye sordu.

Şu anda yaşadıkları durumu, 1948'de yaşanan Büyük Felaket'e (Nekbe) benzeten Abdu, "Fakat 2025'te Nekbe'yi bir daha tekrarlamayacağız. Zorla çıkarıldığımız Tulkerim Kampına döneceğiz, evler patlatılıp yıkıldıysa da yeniden inşa edeceğiz. Biz kararlılığımız ve irademizle güçlüyüz. Kimseden bir şey istemiyoruz." dedi.

"Evlerimize geri döneceğiz"

Samir Ali ise 14 gündür çok zor bir süreçten geçtiklerini; rüzgar ve yağmuru içeri alan, derme çatma bir çadırda yaşadıklarını söyledi.

Ailelerin sonsuza kadar her yerden su alan, ahşap ve naylondan yapılan çadırlarda yaşayamayacağını aktaran Ali, şunları söyledi:

"Umarız çadır hayatı uzun sürmez ve sonra kampa döneriz. İsrail ordusunun evlerimize saldırmasının ardından evlerimizi bırakmak zorunda kaldık ve orada neler olduğunu bilmiyoruz.

Patlama sesleri duyuyoruz ve evlerin yakıldığını söylüyorlar. Ama biz geri dönüp evlerimizi eski haline getireceğiz."