İsrail ordusunun, yoğun saldırı altında tuttuğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinde bulunan Kemal Advan Hastanesi'ne dünkü saldırısında hastane müdürü Hüsam Ebu Safiyye ve bazı personel yaralanmıştı.
Tedavi altına alınan Ebu Safiyye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail işgali, tahliye kararını reddetmemiz ve kararlılığımız sebebiyle bizi topluca cezalandırıyor." ifadelerine yer verdi.
"Saldırılar bizi durduramayacak. Bedeli ne olursa olsun insanlığa bu hizmeti sağlamaya devam edeceğiz." diyen Ebu Safiyye, hastanenin yalnızca acil servis hizmeti verebildiğini belirterek, Gazze'nin kuzeyinde Filistinlilerin her gün hayatını kaybettiği ve yaralandığı "soykırım" yaşandığına dikkati çekti.
Ebu Safiyye, görev yaptığı hastanede İsrail saldırıları nedeniyle yaralanmasının kendisi için "bir şeref" olduğunu ve kanının Gazzelilerin kanından daha kıymetli olmadığını vurguladı.
Vicdanı ölmemiş insanlara Gazze'deki duruma müdahale etmeleri çağrısında bulunan Ebu Safiyye, İsrail'in defalarca hastaneye saldırdığını belirterek, bu durumun "doktorlar, hemşireler ve hastalarda korkuya yol açtığını" kaydetti.
Kemal Advan Hastanesi ve sağlık personelini hedef alan İsrail ordusu, son iki haftadır saldırılarını yoğunlaştırdığı hastaneyi birçok kez bombaladı ve acil servis ve ameliyathane gibi bazı kritik bölümlerini doğrudan hedef aldı.
Kuşatma altındaki siviller yıkımların arasında
Yerinden edilerek hastanenin yakınlarında yaşamak zorunda kalan Filistinli Muhammed Ebu Şarah, 6 kişilik ailesiyle birlikte bir akrabasının evine sığındığını anlattı.
Ebu Şarah, "Kuşatmanın önceki günlerinde içme ve kullanma suyunu hastaneden temin etmeye çalışıyorduk. Ancak, son günlerde hastaneye ulaşmak çok tehlikeli bir hale geldi." dedi.
"Gazze'nin kuzeyinde durumun bir hayli çok zorlaştığını aktaran Ebu Şarah, "Burada herkes sadece ölümden değil, ailesinden birisinin yaralanması durumunda akıbetinin ne olacağını bilmemekten korkuyor." şeklinde konuştu.
Ebu Şarah, İsrail işgalinin Gazze'nin kuzeyinde "hayatın her alanını yok etmeye çalıştığını" dile getirerek, "Ancak, gidişimiz geri dönmemizin imkansızlığı anlamına geldiği için bunu reddediyoruz." dedi.