İsrail Savunma Bakanlığının yazılı açıklamasına göre, Gallant, ABD Başkanı Biden'ın Danışmanı Hochstein ile Tel Aviv'de bir araya geldi.
Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve üst düzey savunma yetkililerinin de katıldığı görüşmede, İsrail'in kuzeyindeki güvenlik durumu ele alındı.
Hizbullah'ın saldırıları nedeniyle Lübnan sınırında yer alan bölgede 80 binden fazla İsraillinin yerinden edildiğini ifade eden Gallant, bu güvenlik sorununun giderilmesi ve yerinden edilen İsraillilerin geri dönüşünün sağlanmasının en önemli öncelikleri olduğunu kaydetti.
İsrail Savunma Bakanı Gallant, "Mümkün olan tek sonuç, kuzeyde vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlayacak yeni bir gerçeklik. Diplomatik uzlaşma için kısa bir zaman aralığı var ve biz bunu tercih ediyoruz. İran'ın vekili Hizbullah'ın tehditlerine tolerans göstermeyeceğiz ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Gallant, Hochstein'a bölgedeki çalışmalarından ve Washington yönetimi ile Biden'ın "İsrail'in güvenliğine yönelik kararlılığını yansıtmasından dolayı" teşekkür etti.
ABD Başkanı Biden'ın Kıdemli Danışmanı Hochstein, Hamas'ın üst düzey yetkilisi Salih el-Aruri'nin Beyrut'ta öldürülmesinin ardından Hizbullah ile artan gerilimi düşürmek için Tel Aviv'e gitmişti.
İsrail'in eski Dışişleri Bakanı Eli Cohen ve Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz, 28 Aralık'ta yaptıkları açıklamalarda, Lübnan sınırında Hizbullah ile yaşanan gerginliğin diplomasi yoluyla çözüme kavuşturulmaması halinde Tel Aviv'in yeni adımlar atabileceğini duyurmuştu.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda zaman zaman çatışmalar yaşanıyor. Bu çatışmalarda, 28 Lübnanlı sivil ve 129 Hizbullah mensubu ile İsrail güçlerinin açıklamasına göre 5 İsrailli sivil ve 9 İsrail askeri öldü.
Tel Aviv yönetimine bağlı güçlerin, 2 Ocak'ta Beyrut'ta "Hizbullah'ın kalesi" olarak bilinen Dahiye bölgesinde Hamas ofisini hava saldırısıyla hedef alarak Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri'yi öldürmesi, Hizbullah ile İsrail arasında devam eden kontrollü çatışmaların topyekûn savaşa dönebileceği endişelerine yol açmıştı.
