İsrail merkezli haber kaynaklarına göre, Netanyahu, geçtiğimiz pazar günü Jewish News Syndicate tarafından düzenlenen bir konferansta, İran’ın Lübnan’a gönderdiği bir tarama cihazının İsrail tarafından hedef alındığını ve cihazla birlikte operatörünün de imha edildiğini açıkladı. Netanyahu, Hizbullah’ın İran’a test ettirmek üzere gönderdiği üç farklı beeper cihazı olduğunu, bu sürecin ardından saldırı kararının netleştiğini ifade etti.
Netanyahu’nun bu açıklamaları, İsrail güvenlik kurumları içerisinde şaşkınlık yarattı. Zira söz konusu bilgilerin, daha önce askeri sansüre tabi olduğu ve istihbarat kaynaklarını riske atabileceği değerlendiriliyordu. Kanal 12’nin haberine göre, açıklamalar önceden hiçbir güvenlik birimiyle koordine edilmedi.
İsrail yasaları başbakana bazı gizli bilgileri açıklama yetkisi tanısa da, geleneksel olarak bu tür hassas açıklamaların ilgili güvenlik kurumlarının bilgisi ve onayıyla yapılması bekleniyor.
Bu gelişme, Netanyahu’nun ofisinin daha önce de benzer güvenlik zafiyetleriyle gündeme gelmiş olması nedeniyle tartışmaları alevlendirdi. Kasım 2024’te Netanyahu’nun sözcüsü Eli Fieldstein, İsrail ordusuna ait gizli bir belgeyi sızdırarak Alman Bild gazetesine ulaştırmakla suçlanmış, ulusal güvenliğe zarar vermekle yargılanmıştı.
Fieldstein ayrıca, “Qatargate” olarak bilinen skandalda da iki üst düzey Netanyahu danışmanıyla birlikte, Katar bağlantılı bir lobi firmasıyla yasadışı ilişkiler kurmakla suçlanıyor. Söz konusu skandalda, yabancı ajanla iletişim, çıkar gruplarıyla yasa dışı temaslar ve yolsuzluk iddiaları öne çıkıyor.
Öte yandan, 17 Eylül’de Hizbullah’ın Lübnan genelinde kullandığı binlerce telsiz cihazında yaşanan eş zamanlı patlamalarda, yirmiden fazla kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirilmişti.
Netanyahu’nun bu operasyonun detaylarını açıklaması, hem iç politikada hem de güvenlik çevrelerinde ciddi bir tepkiye neden olmuş durumda.
