Filistinliler işgalci İsrail ordusunun yoğun saldırıların yanı sıra insani yardım ve ilaç girişine dahi izin vermeyerek, Gazze'nin kuzeyindeki halkı göçe zorlayıp bölgeyi işgal etmeyi planladığını söylüyor.
İşgalci İsrail ordusunun Aralık 2023 ve Mayıs 2024'te düzenlediği kara saldırılarının ardından, bu ay başlattığı saldırılar, 7 Ekim 2023'ten bu yana Cebaliya'ya yönelik karadan 3'üncü işgal girişimi olarak nitelendiriliyor.
Gazze'nin kuzeyinde 27 gündür süren İsrail'in yoğun hava ve kara saldırılarında yaklaşık 1000 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı ve İsrail askerleri tarafından alıkonuldu.
Bölgedeki sivil yerleşim bölgeleri yerle bir edilirken, on binlerce Filistin zorla Gazze'nin güneyine göç ettirildi.
Sağlık sisteminin çöktüğü, insani yardım mekanizmasının etkisiz hale getirildiği Gazze'nin kuzeyinde su kuyuları ve yaşam alanları kullanılamaz hale geldi.
İşgalci İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyine düzenlediği saldırıların ve işgal girişiminin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'nin diğer bölgelerine düzenlediği saldırılardan farklı olduğu dikkat çekiyor.
Gazze'nin kuzeyine saldırılar aralıksız sürerken, İsrail ordusunun kara saldırılarının çoğunu yoğunlaştırdığı Cebaliya Kampı ve çevresinin, Filistinlileri göçe zorlamak için ana hedef haline geldiği gözlemleniyor.
Cebaliya, Gazze'nin kuzeyi için büyük önem arz ediyor
Gazze kentinin kuzeyindeki Cebaliya beldesinde yer alan Cebaliya Kampı, Gazze'nin kuzeyi için büyük önem arz ediyor.
Nekbe'de yerinden edilerek Gazze'ye göçe zorlanan Filistinliler için kurulan kamp, Filistinlilerin yaşadığı en büyük mülteci kamplarından biri olarak biliniyor.
Çevresinde Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldeleri bulunan Cebaliya Kampı'nın yüz ölçümü 1,5 kilometrekareyi aşmamakla beraber Gazze'deki en yoğun nüfusun yaşadığı yerlerden biri olarak kabul ediliyor.
İsrail işgaline karşı önemli bir cephe olarak kabul edilen Cebaliya Kampı, 1987 yılındaki Birinci İntifada'nın fitilini ateşleyen "Taş İntifadasının" başladığı yerdi.
O dönem, Filistinliler, işgalci İsrail ordusuna ve askeri araçlarına taş ve molotofkokteyli atarak sonrasında tüm Gazze'ye yayılan halk protestoları başlattı.
İkinci İntifada 2000 yılında başladığında Cebaliya Kampı'nda yaşayan Filistinliler, İsrail askerleriyle çatışarak ve gösteriler düzenleyerek önemli bir rol oynadı.
O dönem Gazze'deki yerleşim yerlerine ateş açmak, baskın yapmak, tüneller kazarak havaya uçurmak da dahil olmak üzere Filistinliler, İsrail'e karşı mukavemet geliştirdi.
Bunun sonucunda 2005 yılına gelindiğinde İsrail, yerleşim yerlerini dağıtarak Gazze'den tek taraflı çekileceğini duyurdu.
İntifada yıllarında İsrail'e direnişin önemli yerlerinden olan Cebaliya Kampı, İsrail ordusu tarafından birçok kez işgale uğradı.
İşgalci İsrail ordusu, 2001-2003 yıllarında Cebaliya kampını birçok kez işgal etti ancak en şiddetli işgal 20 yıl önce, 2004'ün eylül ayının sonu ve ekim ayının başında yaşandı.
O dönem İsrail ordusu, "Pişmanlık Günleri" isimli bir operasyon başlattığını duyururken, Filistinli gruplar ise bunu "Öfke Günleri" olarak isimlendirdi ve İsrail saldırıları Cebaliya, Beyt Lahiya ve Beyt Hanun'u kapsadı.
İşgalci İsrail ordusunun 17 gün süren işgalinde 160 Filistinli şehit oldu, yüzlercesi yaralandı ve işgalci İsrail ordusu büyük kayıplar verdi.
Filistin direnişi, İsrail'e karşı kararlılıkla sürdürdüğü direnişte büyük askeri kazanımlar elde etti.
Filistinlilerin sığınma yeri
İşgalci İsrail ordusunun 2008, 2009, 2012, 2014 ve 2021'de Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda Cebaliya Kampı, çevre bölgelerden yerinden edilenlere kapılarını açtı.
İsrail'in daha önce kara saldırısı düzenlediği Beyt Lahiya, Beyt Hanun, İzbet Abdu Rabbuh, Hayy el-Kerame, Et-Tevvam gibi bölgelerin yakınında bulunan Filistinliler, çatışma bölgelerinden uzaklaşarak Cebaliya Kampı'na sığındı.
İşgalci İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye saldırılarını başlattığında Cebaliya Kampı hem yerinden edilenleri karşılamada hem de insani yardımların dağıtılmasında öne çıktı.
Cebaliya Kampı, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail'in göçe zorlamasına direnen Filistinlilerin kararlılıklarını güçlendirme hususunda coğrafi bir derinlik ortaya koydu.
İsrail'in ikinci yılında sürdürdüğü şiddetli saldırılarında Cebaliya Kampı, zorlu bir yol ayrımında bulunuyor ve bölge sakinleri savaşın en zor aşamalarıyla yüzleşiyor.
İsrail, 28 Ekim'de Cebaliya Kampı'nda 600 Filistinlinin gözaltına alındığını, 50 bin kişinin yerinden edildiğini ve kampın neredeyse tamamen boşaltıldığını duyurdu.
Cebaliya'daki durumun Gazze Şeridi'nin tamamının yerinden edilip edilmeyeceği konusunda belirleyici olduğu belirtiliyor.
İsrail'in Cebaliya'daki Filistinlileri yerinden etmesi durumunda Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldelerinin oluşturduğu Gazze kentinin kuzey bölgesinin kalan kısmının da aynı kaderi yaşayabileceği tahmin ediliyor.
Gazze'nin kuzeyine tam kuşatma uygulayan İsrail ordusu, bölge sakinlerini göçe zorlarken, insani yardımın girişine ve sağlık, sivil savunma ekiplerinin çalışmasına ölü ve yaralılara ulaşmasına izin vermiyor.
Bölgedeki hastaneleri saldırılar ve baskınlarla hizmet dışı bırakan işgalci İsrail ordusu, binaları bombalayıp altyapıya ciddi zarar veriyor.
İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı
Cebaliya Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenleyen işgalci İsrail ordusu, 6 Ekim'de söz konusu bölgelere kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cebaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.
Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.
"Generallerin planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılarak gıda, ilaç yakıt ve su girişine izin verilmemesini öngörüyor.