Ramallah'ın batısındaki Abud köyünde bulunan Meryem Ana Kilisesinin Papazı Talat Avad "İsrail'in 7 Ekim sonrası uygulamaları nedeniyle diğer Filistinliler gibi hayatım adeta bir kabusa dönüştü" dedi.
Gazze'ye saldırıların ardından İsrail'in yaşadıkları köyün girişini kapattığını, bu nedenle ulaşımda toprak yolları kullanmak zorunda kaldıklarını anlatan Avad, "Köyün girişinin kapanması ve kontrol noktalarında sürekli teftiş yapılması nedeniyle büyük sıkıntı çekiyoruz. İsrail'in bu uygulamaları yüzünden çok vakit kaybediyoruz. Köyün girişi demir kapıyla kapalı. Girişe kurulan kontrol noktasından ateş edilme korkusuyla kapıya yaklaşamıyoruz bile." diye konuştu.
"Hayatımda bugünlerdeki kadar zulmü hiç hissetmemiştim"
Köy sakinlerinin de zor durumda kalınca alternatif yollar aradığını belirten Avad, daha öncesinde köye ulaşmak için çok uzun ve yorucu yollardan gittiklerini ancak birkaç hafta önce batı tarafında toprak bir yol açtıklarını kaydetti.
Yolun, köy yakınındaki Yahudi yerleşim birimini koruma amaçlı yapılan İsrail duvarının yanından geçtiğini ifade eden Avad, bu nedenle bu yolun da riskler barındırdığını ve insanların bu yolu kullanırken çok gergin olduklarını söyledi.
Avad, araçların geçişine uygun görünmeyen yoldan büyük nakliye kamyonları, nakliye araçları ve otobüslerin geçtiğini, büyük bölümünde çukurlar, kaya ve toprak bölmeler bulunduğunu aktardı.
Çok sayıda köy sakininin yolu kullanırken Yahudi yerleşimciler tarafından araçlarının taşlandığını belirten Filistinli Papaz, olayların büyüyüp daha tehlikeli bir hal almasından korktuğunu dile getirerek, "En iyisini Allah bilir. Bugün araçlara taş atıyorlar; yarın da bakanlarının kendilerine verdiği silahları kullanabilirler." ifadelerini kullandı.
Filistin halkının yaşadığı sıkıntıların benzeri olmadığını vurgulayan Avad, "Hayatımda bugünlerdeki kadar zulmü hiç hissetmemiştim." dedi.
Dünyanın en eski 3 kilisesinden biri
Barış için dua ettiklerini belirten Avad, kimseye kötülük beslemediklerini, İsrail'in bile "kendisinden değil" yaptıklarından nefret ettiklerini söyledi.
Görev yaptığı mabedin, dünyanın en eski 3 kilisesinden biri olduğunu aktaran Avad, kilisenin eski bir geçmişe sahip ve 1700 yıldır burada ibadetin hiç ara vermeksizin sürdüğünü anlattı.
Köylerinde 2 bin 300 Filistinlinin yaşadığını ve nüfusun yarısının Hristiyan olduğunu bildiren Avad, Müslümanlarla aynı köyde ortak bir yaşam sürdüklerini, dini, ırkı ne olursa olsun barış için el uzatan herkesle yaşamalarının mümkün olduğunu dile getirdi.
"İbadet için izin alınmaz"
Hristiyanların en eski ve önemli bayramlarından Paskalya'nın yaklaşması nedeniyle kiliselerde yoğunluk beklendiğini, bu nedenle de gelecek günlerde İsrail'in kısıtlamalar getirileceğini belirten Avad, güvenlik gerekçeleriyle kalabalık Hristiyan grupların Kudüs'e girmesine izin verilmeyeceğini paylaştı.
Müslümanların da Mescid-i Aksa'da ibadet için Kudüs'e girmesine izin verilmediğine işaret eden Filistinli Papaz, "Bu, kabul edilemez. İbadet için izin alınmaz. İbadet etmek isteyene yol açılır." ifadesini kullandı.
7 Ekim sonrası Batı Şeria'da 1156 saldırı düzenlendi; 140 askeri barikat kuruldu
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Müeyyed Şaban, 30 Mart'ta yaptığı açıklamada, Gazze saldırıları sonrasında, Batı Şeria'da 1156 ayrı saldırı düzenlendiğinin tespit edildiğini ve bu türden saldırılarla 12 Filistinli sivil vatandaşın hayatını kaybettiğini paylaşmıştı.
Gazze'ye saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten beri, Filistinli 220 aileden oluşan ve toplam 1277 kişilik 25 bedevi topluluğunun göçe zorlandığını aktaran Şaban, İsrail'in Gazze saldırısının arkasına saklanarak, bu dönemde Filistinlilere ait Batı Şeria'da 27 bin dönümü bulan toprağı gasbettiğini kaydetmişti.
İşgal güçlerinin icraatları sonucu Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında çoğunluğu zeytin ağacı olmak üzere 9 bin 600 ağaca zarar verildiğinin altını çizen Şaban, bütün bu uygulamalarla Batı Şeria'daki Filistin topraklarının "bölük pörçük" edildiğini ve buralarda gidiş geliş güzergahlarında, 140'ı 7 Ekim sonrası olmak üzere, toplam 840 askeri barikat ya da geçiş noktaları kurulduğunu belirtmişti.