İsrail, 27 Temmuz'da gerçekleşen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırının sorumluluğunu Hizbullah'a yükleyip buna misilleme tehdidinde bulunurken Hizbullah saldırıyı kendisinin gerçekleştirmediğini iddia ediyor.
İsrailli askeri uzmanlara göre Tel Aviv yönetimi, geniş çaplı savaş çıkmasına neden olmayacak büyük bir saldırı planı yaparken Hizbullah'tan gelebilecek yanıta da hazırlık yapıyor.
Savaşın gidişatını karşılıklı saldırılar belirleyecek
Haaretz gazetesi yazarı İsrailli askeri analist Amos Harel dün kaleme aldığı yazısında İsrailli yetkililerin yaptığı toplantıların, misillemenin ne derece büyük olacağı ve Hizbullah'ın nasıl tepki vereceği üzerinde tahmin yürütmeye odaklandığını belirtti.
Harel, "İlerleyen zamanda gerçekleşecek karşılıklı saldırılar, savaşta bir dönüm noktası mı yaşanacak yoksa bu kontrol altına alınabilecek bir gerilim mi olacak, bunu belirleyecek." ifadesini kullandı.
ABD'nin, Lübnan'a çok sert tepki vermemesi için İsrail'e büyük baskı uyguladığını kaydeden Harel, "Amerikalılar önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerini etkileyebilecek bölgesel bir savaştan korkuyor. Uluslararası camia ise Paris Olimpiyat oyunlarının zirvede olduğu bir dönemde gündeme yerleşecek bir savaştan korkuyor." değerlendirmesinde bulundu
Lübnan sınırında yaşananların Gazze'deki savaşı ve esir takası anlaşmasına ilişkin müzakereleri etkilediğini kaydeden Harel, şöyle devam etti:
"Bir anlaşmaya varmak yerine beklemek Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya es-Sinvar'ın menfaatinedir. Çünkü İsrail'i, Hizbullah'ın doğrudan İran'ın ise dolaylı olarak dahil olacağı bölgesel bir savaşın içine çekmek onun düşüncesine göre karlı bir iştir.
Ancak tüm göstergeler, Netanyahu'nun anlaşmaya varmayı ağırdan aldığını gösteriyor. İsrail arabuluculara verdiği son cevapta poziyonunu sertleştirdi. Güvenlik kaynakları, Hamas'ın buna onay vermesinin zayıf bir ihtimal olduğunu söylüyor."
ABD, Beyrut'u etkileyecek bir saldırı olmasını istemiyor
ABD'nin İsrail'in Hizbullah'a güçlü bir darbe indirmesine karşı çıkmadığını ancak bu saldırının sivil altyapıyı ya da başkent Beyrut'u etkilemesini istemediği belirtiliyor.
İsrail devlet televizyonu KAN İsrailli bir yetkiliden naklettiği haberde, ABD'nin İsrail'in Beyrut'a saldırı düzenlemesinden endişe ettiğini yazdı.
ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, "Hepimiz, barış ve güvenliğin tekrar tesis edilmesini sağlayacak diplomatik yola olan bağlılığımızı yinelemeliyiz." ifadelerine yer verdi.
Bu açıklama, ABD'nin, Lübnan-İsrail hattında diplomasiden yana olduğunu ve Gazze'de ateşkes sağlanması durumunda bunun gerçekleşebileceğine inandığını gösteriyor.
İsrail, Lübnan'daki geniş hedef yelpazesinden içinden seçim yapabilir
İsrail merkezli "Ynet" haber sitesinde askeri uzman Yoav Zitun dünkü yazısında Tel Aviv yönetiminin potansiyel hedefe karar verdiğini ve bunu Güvenlik Kabinesinde onaya sunduğunu aktardı.
Zitun, "Güvenlik kaynakları bunun sınırlı ancak önemli bir hedef olduğunu tahmin ediyor. İsrail, birkaç gün sürecek bir savaşa girebileceğimizi ancak bunun sınırlı bir adım olacağını söylüyor." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Lübnan topraklarında geniş bir hedef yelpazesi olduğunu ve hassas füzelerin depolandığı stratejik silah depolarına saldırma ve (Hizbullah'ın) önde gelen isimlerine suikast düzenlemeyi seçebileceğini kaydeden Zitun, şunları kaydetti:
"Saldırı, en uzak noktayı hedef alsa da bu nokta Beyrut olmadığı sürece bir anlamı olmaz. Hizbullah, Beyrut'ta -kentin ana limanı gibi- pek çok sivil noktada varlık gösteriyor ve İsrail ordusu yalnızca Hizbullah'ın kalesi Dahiye Mahallesi'nde değil, Beyrut'un her yerinde duyulacak hassas bir saldırı gerçekleştirebilir.
Üst düzey bir yetkilinin ifade ettiği gibi "Verilecek karşılık sert olsa da geniş çaplı bir savaş çıkmayacak." Hizbullah'ın da İsrail'e alışılmışın ötesinde sert bir cevap vermesi bekleniyor."
Muhtemel senaryolar
Walla internet sitesi askeri analistlerinden Amir Bohbot ise İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığının, Genelkurmay, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Harekât Müdürlüğü ile koordineli olarak 28 Temmuz itibarıyla çeşitli senaryolara hazırlanmaya başladığını iddia etti.
Bohbot, muhtemel senaryolar arasında Hizbullah hedeflerine geniş çaplı saldırı başlatma ve Hizbullah'tan İsrail'e karadan ve havadan gelebilecek geniş bir saldırıya karşı savunma yapmanın yer aldığını savundu.
