Dünya

Joe Fallisi: Müzik ve film sektörü Siyonistlerin elinde

Mavi Marmara katılımcısı İtalyan aktivist, Batı'daki sanat çevrelerinin İsrail kontrolünde olduğu için Gazze'deki katliama ses çıkarmadığını söyledi.

Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisi katılımcılarından İtalyan besteci, tenor ve aktivist Joe Fallisi, Batı'daki sanat çevreleri İsrail'in kontrolünde olduğu için Gazze'deki katliama ses çıkarmadığını söyledi.

Fallisi, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından sonra Batı'da Filistin'i destekleyen sanatçılara uygulanan baskıları değerlendirdi.

Mavi Marmara gemisinde İsrail askerlerinin yaptığı saldırıya şahit olduğunu belirten Fallisi, "Neler olduğunu gözlerimle gördüm. İsrail, orada sivilleri öldürdü. Şu an bile aklıma gelince içim acıyor." dedi.

Fallisi, Batı'daki sanatçıların işgalci İsrail'in Gazze'ye saldırıları hakkında konuşmamasının en büyük sebebinin para kaybetme korkusu olduğunu kaydederek, "Müzik ve film sektörü Siyonistlerin elinde. Sadece Batı'da değil tüm dünyada bu böyle. Ben müzik ajanslarını çok iyi bilirim ve Siyonistler piyasanın tüm ajanslarını bir şekilde elinde tutuyor." diye konuştu.

İsrail'in Batı'da büyük kültürel baskı kurduğunu ve aleyhinde açıklama yapılmasına dahi tahammül edemediğini aktaran Fallisi, Avrupa'daki önemli sanat galerilerinden film salonlarına kadar birçok alanı İsrail yanlısı grupların kontrol ettiğini dile getirdi.

Fallisi, işgalci İsrail'in sanatı ve müziği propaganda aracı olarak kullandığını vurgulayarak, "Propaganda nedeniyle insanlar giderek daha fazla Yahudi ve İsrail yanlısı oluyor. Bu 1948'den beri sistematik olarak işleyen bir plan. Batı'daki sanat çevreleri İsrail'in elinde olduğu için Gazze'deki katliama ses çıkmıyor." ifadesini kullandı.

Bazı sanatçıların, Gazze'deki katliamı İsrail yanlısı televizyon kanallarından izlediği için Siyonistlere destek verdiğini kaydeden Fallisi, İsrail'in medyayı Filistin'i işgal etmek için paravan olarak kullandığına dikkati çekti.

Fallisi, Gazze'deki olaylara tepki gösteren sanatçılara karşı başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaptırım uygulandığına işaret ederek, "İsrail, Filistin yanlısı sanatçılara yaptırım uygulamazlarsa antisemitizmle suçlayacaklarını söyleyerek o kadar büyük baskı yapıyor ki herkes damgalanmamak için geri adım atmak zorunda kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in Avrupa'daki dokunulmazlığının İkinci Dünya Savaşı'ndan beri devam ettiğine değinen Fallisi, şunları söyledi:

"Filistin için yazdığım Verra adlı şarkıyı 2008, 2009 ve 2010'da Gazze'de seslendirdim. Bu şarkı herkesin bir arada yaşayabileceği umudunu taşıyordu ancak tek engel Siyonist rejimin sona ermesine bağlıydı. Bu rejim yıkılmadığı gibi aksine daha da canileşti ve neredeyse pervasız şekilde hareket etmeye başladı. İsrail ahtapotunun Avrupa'da siyasi, askeri, kültürel, medya ve sayamayacağınız kadar çok kolu var."

Fallisi, Arap devletlerinin Gazze konusunda harekete geçmediğini ifade ederek, "Arap ülkeleri Filistin halkına yardım edeceği yerde tam tersine zulmü görmezden geliyor çünkü İsrail ve ABD ile çok dostane ilişkileri var. Ekonomik olarak ülkeleri etkilensin istemiyorlar çünkü İsrail ile ters düşmek ABD ile ters düşmek demek." görüşünü paylaştı.

Gazze saldırılarıyla ilgili tüm dünyadan tepkiler gelmesinin, Filistin'e desteğin yaygınlaşmasındaki önemine vurgu yapan Fallisi, katliamı durdurmak için ülkelerin yapamadığı baskıyı halkın eylemlerle başarabileceğini kaydetti.

Fallisi, Avrupa'da İsrail'e destek veren yöneticilerin oy oranlarının düştüğünü ve daha özgürlükçü adayların yükselişe geçtiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Netanyahu bir savaş suçlusu. İsrail arkasında sadece ABD ve Avrupalı devlet yöneticilerinin yardımıyla yaşayamaz. İsrail'in yaptıklarının hesabını sormak isteyen bir halk kitlesi var. 'Yahudi üstünlükçülüğü' artık son bulacak. Bence İsrail son saldırılardan sonra psikolojik üstünlüğü de kaybetti. Türkiye'nin yüksek sesle bu olanlara karşı olduğunu söylemesi çok önemliydi. Sonra İngiltere de buna itiraz etme noktasına geldi. Bu katliam bittikten sonra her şeyi, eskisinden daha iyi şekilde yeniden inşa edeceğiz ve artık duvarlar olmayacak."