Kamu Denetçiliği Kurumunca (KDK) hazırlanan ve geçen hafta TBMM'de düzenlenen toplantıyla tanıtılan "Gazze: İnsanlığın Felaketi Özel Raporu", Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, BM organları ve komiteleri, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Uluslararası Ceza Mahkemesi başta olmak üzere uluslararası birçok kurum ve kuruluşa gönderildi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kamu Başdenetçisi Malkoç, işgalci İsrail'in soykırımını belgeleyen önemli bir rapor hazırladıklarını vurguladı. Malkoç, raporun Dışişleri Bakanlığı tarafından da Antalya Diplomasi Forumu'nda 200'e yakın ülkenin temsilcisine verildiğini söyledi.
Raporun takibini sıkı şekilde yapacaklarını aktaran Malkoç, "İnanıyorum ki rapor, Gazze katliamının, savaş suçlarının, soykırımın sorumlularının yargılanacağı mahkemelerde delil olarak kullanılacaktır." ifadesini kullandı.
"Gazze dünyanın en büyük çocuk mezarlığına dönüştü"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş öncülüğünde raporun kamuoyuna duyurulduğunu hatırlatan Malkoç, TBMM'deki tanıtım toplantısının ardından birçok ülkenin büyükelçisinin, rapora ilişkin kendilerinden randevu istediğini anlattı. Malkoç, "Güney Afrika'nın büyükelçisi, Uluslararası Adalet Divanına gönderilmek üzere raporu cumhurbaşkanlarına ileteceklerini söyledi. Ayrıca denetçimiz Fatma Benli Yalçın başkanlığında bir ekip, elektronik ortamda raporu, dünyadaki bütün insan hakları savunucularına, ombudsmanlara, ülkelerin parlamentolarındaki insan hakları komisyonlarına, yargılama yapacak olan bütün kurumlara gönderdiler. "diye konuştu.
"7 Ekim'den bu yana Gazze dünyanın en büyük çocuk mezarlığına dönüştü." diyen Malkoç, dünyada Gazze'de yaşanan katliamın başka örneğinin olmadığını söyledi. Malkoç, "Gazze'ye, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombasının 3 katı tesirinde bomba bıraktılar. 70 bin tona yakın bomba... Gazze, Ankara'nın Keçiören ilçesi, İstanbul'un Eyüp ilçesi kadar bir yer. Üzüldüğümüz şey şu. ABD ve Avrupa'nın birçok ülkesi halen İsrail'den yanalar. Sevindiğimiz husus şu. Dünyada vicdan sahibi, insan onuruna değer veren milyonlarca insan sokaklara dökülüyor." değerlendirmesinde bulundu.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa ve Amerika'nın ortaya koyduğu dünya sisteminin Gazze'de yaşananlarla birlikte çöktüğünü vurgulayan Malkoç, Avrupa ve ABD'nin insan haklarıyla ilgili ortaya koyduğu bütün teori ve içtihatların Gazze'de öldüğünü belirtti. Dünyanın insan hakları açısından yeni bir soluğa ihtiyacı olduğunu ifade eden Malkoç, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı'mızın 'Dünya beşten büyüktür' söylemi ve bütün dünyada bunun ilgi bulması, en somut gösterge. 7 Ekim'den sonra gerek Gazze gerek Filistin gerekse dünyada insan haklarıyla ilgili hukuk yeniden ele alınacak. Türkiye'de bizim gibi insan hakları kurumlarına büyük görev düşüyor. Biz bu sorumluluğu yerine getirmek için bu raporu hazırladık."
"Gazze'de kadın olmak konulu bir broşür hazırladık"
Kamu Denetçisi Fatma Benli Yalçın da İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de soykırım gerçekleştirdiğini, kadınların ve çocukların İsrail'in saldırılarından en çok etkilenen kesim olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun tespitine göre hamile kadınların hastaneye giremediği için yüzde 300'e varan oranlarda düşük tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu aktaran Yalçın, "7 Ekim'de Gazze'de 50 bin hamile kadın vardı. Gazze'de 2 milyon insan yerinden edildiği için insanlar temiz suya, gıdaya erişme imkanına sahip değiller. Dolayısıyla bu kadınlar sağlıklı doğum yapma imkanına sahip değiller. Bu nedenle çok fazla çocuk ölümü yaşanıyor. Hatta kadınların anestezi olmadan sezaryen yaptırmak zorunda kaldığına dair çok fazla bildirim var. Gazze'de kadınlar için her şey çok daha kötüye gidiyor. 8 Mart'ta bunu, bütün dünyaya duyurmak gerek." ifadelerini kullandı.
Gazze'de öldürülen kadın sayısının 7 bin 500'ü geçtiğini bildiren Yalçın, dünyadaki kadın örgütlerinden seslerini 8 Mart'ta, "Gazze'deki kadın ve çocuk katliamına dur" demek için yükseltmelerini istedi. Yalçın, "Gazze'de kadın olmak konulu bir broşür hazırladık. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) ile birlikte Birleşmiş Milletlerde gerçekleştirilecek Kadının Statüsü'nün Güçlendirilmesi Kongresi'nde sunacağız." dedi.
Gazze'de kadın ve çocukların keskin nişancılar tarafından hedef alınarak öldürüldüğünü bildiren Yalçın, raporla, Gazze'de var olanı belgelendirdiklerini kaydetti.
Gazze'de yaşananların, İsrail'in yaptıklarının cezasız kalmasının neticesi olduğunu dile getiren Yalçın, "Dünya buna daha yüksek sesle karşı çıkmazsa, Filistin Birleşmiş Milletlerde bağımsız bir devlet olarak kabul edilmez, acil ateşkes sağlanmazsa, bu dünyada yaşanan bütün hak ihlalleri tüm dünyadaki yönetimlerin iştirak ettiği suçlar haline gelecek. Biz sadece var olan vakaları, dünyanın en büyük soykırımını belgelendirmek üzere kullanmış durumdayız." diye konuştu.
Gazze'de binden fazla çocuğun kolunun ve bacağının kesildiğini belirten Yalçın, İsrail'in hastanelere saldırılar düzenlemesi nedeniyle çocukların anestezi olmadan ameliyat edildiğini kaydetti. Yalçın, "Gazze'de her gün 10 çocuğun kolu ve bacağı anestezi olmadan kesiliyor. Gazze konusunu düşünen herkesin, 8 Mart'ta 'O çocuğun annesi ben olsaydım ne yapardım?' sorusunu kendisine sorması gerekiyor." ifadelerini kullandı.