Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da bağımsız çevre araştırmaları yapan Suudi Arabistan merkezli ecoMENA'nın kurucusu Salman Zafar ve Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP) Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Program Yönetim Sorumlusu Clementine O'Connor, Müslüman ülkelerde ramazanda artan gıda israfı ve israfın küresel açlığa etkilerini değerlendirdi.

Zafar, pek çok ülkede ihtiyaçtan fazla alınıp bozulan gıdalar, çöpe atılan yiyecekler ve mutfak atıkları nedeniyle büyük bir gıda israfının meydana geldiğini belirterek, bu durumdan en çok yoksul bölgelerde yaşayan kişilerin etkilendiğini söyledi.

Dünya genelinde 2023'te yapılan gıda israfının yaklaşık bir trilyon dolara karşılık geldiğini kaydeden Zafar, şöyle devam etti:

"Küresel açlığın başlıca nedenleri arasında kronik yoksulluk, savaşlar ve doğal afetlerin yanı sıra gıda israfı yer alıyor. Dünyada herkesi beslemeye yetecek kadar gıda üretimi yapılıyor ancak her yıl üretilen gıdanın yaklaşık 3'te biri tüketilmeden israf ediliyor. Tedarik zinciri sorunları, perakendeciler veya tüketiciler nedeniyle her yıl yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde gıda kayboluyor veya israf ediliyor. Gıda atıklarının toplamı neredeyse 2 milyar kişiyi rahatlıkla doyurmaya yetecek miktarda. Bu rakam, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar yetersiz beslenen kişi sayısının iki katından fazla."

"Müslüman ülkeler ramazanda gıdalarının yarısını çöpe atıyor"

Zafar, ramazan ayında Müslüman ülkelerde de ciddi bir israf yaşandığına işaret ederek, "Kutsal ayda atık gıda, diğer aylara göre yaklaşık yüzde 25 artıyor. Bu da birçok Müslüman ülkede ramazanda hazırlanan yiyeceklerin neredeyse yarısının israf olduğu, ihtiyaç sahiplerine ulaşabileceklerinse çöp olduğu anlamına geliyor." dedi.

Ramazanda israfın diğer aylara kıyasla arttığına dikkati çeken Zafar, "Ramazanda gıda israfının en fazla olduğu ülke 19 bin 228 bin tonla Malezya. Malezya'dan sonra da 18 bin ton yiyeceğin çöp olduğu Suudi Arabistan geliyor. Suudi Arabistan'da ramazan ayında hazırlanan yemeklerin yüzde 30 ila 50'si, Birleşik Arap Emirlikleri'nde yüzde 40'ı, Katar'da ise 25'i israf oluyor. Bu ülkeleri Lübnan, Umman ve diğer Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri takip ediyor."

Gazze'de günlük yaşam soykırımın gölgesinde devam ediyor Gazze'de günlük yaşam soykırımın gölgesinde devam ediyor

Zafar, Müslüman ülkelerde ramazanda artan gıda israfının ramazan ruhu ile bağdaşmadığına vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

"Ramazan ayında gıda israfının artması, ailelerin, ihtiyaçlarının çok üzerinde abartılı yemeklerin hazırlanmasına ve kalan yemeklerin çöpe atılmasına bağlanıyor ancak israf, Müslümanların fazla yiyeceklerini fakirlerle paylaşmalarının istendiği İslam'ın ve diğer dinlerin öğretilerine uymuyor. Ramazan tefekkür, öz disiplin, kendini kontrol etme ve en önemlisi Allah'a şükretme ayıdır. Gazze'de milyonlarca kişinin katlandığı aşırı açlık ve tarif edilemez acılarla dünyanın farklı yerlerinde yaşanan sürekli kıtlık, bizi gıdaya saygı duymaya ve gıda israfını en aza indirmek için mümkün olan tüm önlemleri almaya zorlamalı."

"İsraf edilen gıdalarla açlıktan etkilenen kişiler 1,3 öğün fazla yiyebilir"

UNEP Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Program Yönetim Sorumlusu O'Connor da BM'nin 2021'de yayımladığı "Batı Asya'da Gıda İsrafının Durumu" raporuna atıfta bulunarak, "Raporda özellikle Batı Asya ülkelerinin ramazan ayındaki gıda israfına odaklanılmıştı. Bu ülkelerde ramazanda hazırlanan gıdaların yüzde 25 ila 50'sinin israf edildiği tahmin ediliyor. Hazırlanan ve üretilen gıda ürünlerinin ülkelere göre dağılımı düşünüldüğünde, bu gerçekten ciddi bir rakam." şeklinde konuştu.

O'Connor, dünya genelinde çöpe atılan gıda ürünlerinin yoksul ülkelere pay edilmesi halinde açlık çeken kişilerin daha fazla öğüne erişebileceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Dünya genelinde 2022'de 1 milyar tondan fazla gıda israf edildi. Bu rakam perakende, gıda hizmeti ve ev düzeyinde tüketicilere sunulan tüm gıdanın yaklaşık 5'te birine tekabül ediyor. Yüksek gelirli, üst-orta gelirli ve alt-orta gelirli ülkeler arasında gözlemlenen ortalama evsel gıda atığı seviyelerinde kişi başına sadece 7 kilogram farklılık bulunuyor. İsraf edilen gıda miktarı, dünyada açlıktan etkilenen kişilerin neredeyse günde 1,3 öğün fazla yiyebileceği anlamına geliyor."

Gıda israfına karşı tüketim ve alışveriş alışkanlıklarının değiştirilmesinin önemine değinen O'Connor, ülkelerin gıda israfını tespit edip ulusal hedefler koyması ve bu hedeflere kamu-özel sektör paydaşlarının uyum sağlayıp birlikte mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

O'Connor, BM'nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında israfla mücadelenin önemli yere sahip olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"BM, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda gıda israfını 2030'a kadar yarıya indirmek için ulusal bir hedef belirleyerek, gıda israfını azaltmayı amaçlıyor. Bu hedef doğrultusunda, Japonya ve Birleşik Krallık gibi ülkeler, gıda sistemi paydaşlarıyla işbirliği içinde sistematik hareket ederek gıda israfını sırasıyla yüzde 31 ve yüzde 18 azalttı. Gıda israfının büyük ölçekte azaltılması sağlanabilir ve bu adımların 2024'te atılabilmesi, israfın azaltılması; ülkelerin, şehirlerin, gıda işletmelerinin ve vatandaşların elinde."