Haaretz'in haberinde, Braverman'ın Gazze'ye saldırıların başladığı 7 Ekim'den sonra Netanyahu'nun Tümgeneral Gil ile yaptığı toplantıların tutanaklarını ele geçirmek için "şantaja başvurduğu" öne sürülürken, Braverman hakkındaki iddiaları reddetti.

Habere göre, İsrail polisi, Başbakanlık Ofisi personelinin kıdemli askeri yetkiliye ait "hassas görüntüleri" kullanarak askeri sekreterlikte saklanan tutanaklara erişmek ve üzerinde değişikler yapmak için şantaj yaptığı iddialarını soruşturuyor.

Polisin yürüttüğü soruşturmaya ilişkin şu ana kadar hiçbir şüpheli sorgulanmadı.

İddiaları reddeden Braverman, yasal işlem başlatma tehdidinde bulundu

Netanyahu'nun Özel Kalem Müdürü Braverman'ın adı iddialara ilişkin ilk İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde açıkça zikredilirken, şantaj için kullanıldığı öne sürülen söz konusu "hassas görüntülerin" Başbakanlık Ofisi'ndeki güvenlik kameralarından elde edildiği ve Başbakanlık Ofisi'nin çalışanlarının kaydı izlemesine izin verildiği öne sürüldü.

İddiaları reddeden Braverman yaptığı açıklamada, "Herhangi bir memurun belgelerine sahip olduğum veya birine şantaj yapmaya çalıştığım yönündeki ciddi iddialar yanlıştır. Bu baştan sona bir yalandır ve bir savaşın ortasında bana ve Başbakanlık Ofisi'ne zarar vermeyi amaçlamaktadır." ifadelerini kullandı.

Braverman, haberi kaldırmaması durumunda KAN'a karşı yasal işlem başlatacağı tehdidinde bulundu. Ayrıca Braverman, yayımlanan haber nedeniyle kamuoyundan özür dilenmesi ve yaklaşık 26.700 dolar tazminat talebinde bulundu.

Genelkurmay’a Başbakanlık Ofisi hakkında şikayette bulunulduğu iddia edilmişti

İsrail devlet televizyonu KAN'da 8 Kasım’da çıkan haberde, İsrail Genelkurmay Başkanlığı'na iki ay önce Başbakanlık Ofisi’nin bir İsrail ordu yetkilisinin “hassas ve kişisel görüntülerini” elinde tuttuğuna ilişkin şikayette bulunulduğu öne sürülmüştü.

Haberde, askeri yetkilinin daha önce Başbakanlık Ofisi’nde çalıştığı, söz konusu görüntülerin “kötü niyetlerle” saklandığı endişeleri üzerine şikayette bulunulduğu iddia edilmişti.

Yedioth Ahronoth gazetesinin 8 Kasım’daki haberinde ise, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail ile ilgili oturumların hazırlıklarını ele alan kabine toplantısının tutanaklarında yapıldığı öne sürülen değişikliğe ilişkin de soruşturma başlatıldığı bildirilmişti.

İsrail: Lübnan'da bir askerimiz daha öldü İsrail: Lübnan'da bir askerimiz daha öldü

Gazetenin 10 Temmuz tarihli haberinde ise, Tümgeneral Gil’in Başbakanlık Ofisi’nin söz konusu tutanaklarda yer alan bazı ayrıntıları değiştirmeye çalıştığını bir kaç ay önce iletişime geçtiği İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara’ya bildirdiği öne sürülmüştü.

Başbakanlık Ofisi, kendilerine karşı kampanya yürütüldüğünü iddia ediyor

İşgalci İsrail ordusuna ait hassas istihbarat belgelerinin İsrail Başbakanlık Ofisince yabancı basına sızdırıldığı iddialarına ilişkin eş zamanlı olarak bir başka soruşturma da yürütülüyor.

İsrail basınında çıkan haberlerde, soruşturmanın İsrail ordusuna ait hassas istihbarat belgelerinin yetkisiz transferi, çarpıtılması ve medyaya sızdırılmasıyla ilgili olduğu kaydedilmişti.

Söz konusu olaya ilişkin soruşturmada aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun eski yardımcılarından Eliezer Feldstein'ın da bulunduğu 5 kişi gözaltına alınmıştı.

Hamas'a ait olduğu öne sürülen, üstünde oynamalar yapılmış belgelerin kamuoyunu manipüle etmek amacıyla Başbakanlık Ofisince yabancı basına servis edildiği anlaşılmıştı.

Yabancı basına servis edilen belgeler, Alman Bild ve İngiltere merkezli The Jewish Chronicle gazetelerinde yayımlanmıştı.

Jewish Chronicle’ın belgelere dayandırdığı haberinde, işgalci İsrail ordusunun Gazze’de ele geçirdiği öne sürülen belgelere göre, Yahya Sinvar’ın İsrailli esirlerle beraber Mısır üzerinden Gazze dışına kaçmayı planladığı öne sürülüyordu.

Bild gazetesindeki habere göre ise, İsrail güçlerinin Gazze’de ele geçirdiği belgelerde Hamas’ın psikolojik harp taktiği olarak esir takası ve ateşkes görüşmelerini mümkün olduğunca uzatmayı planladığı aktarılıyordu.

İsrail basınında, söz konusu olayın "İsrail güvenlik teşkilatında büyük endişe ve öfkeye yol açtığı ve bunun, Başbakan Binyamin Netanyahu ve yakın çalışma arkadaşları ile askeri yetkililer arasında gerginliği yükselteceğinin öngörüldüğü" yorumu yapılmıştı.

Editör: Islamist Agenda