İngiltere merkezli Oxfam'dan yapılan açıklamada, işgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik yardımları sistematik olarak engellediği belirtildi.
Uluslararası toplumun ise bu durumla mücadele etmek yerine Gazze'ye havadan yardım atmak ve denizden yardım sağlamak gibi daha az etkili yöntemlerle meşgul olduğu aktarılan açıklamada, İsrail'in engellediği yardımlar arasında oksijen, kuvöz, su ve dezenfektan gibi ürünler bulunduğu kaydedildi.
Bu yardımların Gazze'ye 40 kilometre uzaklıktaki El Ariş'te bekletildiği vurgulanan açıklamada, "Dünyadaki birçok insani yardım örgütünden gelen yardımlar, haftalardır ve aylardır İsrail makamları tarafından daha önce görülmemiş bir onay, denetleme ve inceleme rejimi nedeniyle reddediliyor. Reddedilme nedeni ise net değil." ifadeleri yer aldı.
İşgalci İsrail'in Gazze'deki insani yardım faaliyetlerini işlevsiz hale getirdiğine dikkat çekilerek, yardımların engellemesinin buna örnek olduğunun altı çizildi.
Bölgede yardım kuruluşlarının hızlı ve kapsamlı çalışmalarının neredeyse imkansız hale geldiğine işaret edilen açıklamada, "İsrail hükümeti, Gazze'deki insani krize verilen uluslararası tepkinin başarısızlığından sorumludur. (İsrail) Toprakları işgal edilen halka karşı yasal sorumluluklarını yerine getirmiyor ve UAD hükümlerinden biri olan soykırım riski karşısında insani yardımların artırılması kararını ihlal ediyor." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, İsrail'in saldırılarına son vermediği takdirde Gazze'de açlık ve hastalıklar nedeniyle toplu ölümler gerçekleşeceği de vurgulandı.
"Gazze'nin kuzeyinde durum felaketin de ötesinde"
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Oxfam Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Sally Abi Khalil, UAD kararlarının işgalci İsrail yönetiminin eylemlerinde değişikliğe neden olmadığı gibi o günden bu yana Gazze'deki durumun daha da kötüleştiğini kaydetti.
Abi Khalil, uluslararası kamuoyunun da İsrail'e karşı sert adımlar atmadığını vurgulayarak, "Havadan yardım atmak ve deniz koridoru oluşturmak gibi daha az etkili yöntemler büyük bir tehlike işaretidir. İsrail'in daha fazla yardımı daha iyi yollarla göndermeyi inkar etmeyi sürdürdüğü işaretini verir." değerlendirmesini yaptı.
işgalci İsrail'in UAD kararlarına yönelik gerekli adımları atmakta başarısız olduğuna işaret eden Abi Khalil, uluslararası toplumun da Filistin-İsrail meselesinin köküne inmeyi reddettiğini sözlerine ekledi.
Oxfam'ın Gazze'deki partner kuruluşlarından Juzoor yöneticisi Celine Maayeh de açıklamasında, dünyanın her yerinden yardım almalarına rağmen yardımları Gazze'ye ulaştıramadıklarını vurguladı.
Maayeh, saldırıların ilk haftalarında ihtiyaç malzemelerini yerel tedarikçilerden elde edebilirken artık bu imkanın da kalmadığına dikkati çekerek, "Gazze'nin kuzeyinde durum felaketin de ötesinde. Bu ay çocuklar arasındaki yetersiz beslenme tehlikeli bir seviyeye yükseldi." ifadesini kullandı.
Bölgeye yalnızca sebze yardımı yapabildiklerini belirten Maayeh, Gazze'ye ablukanın kaldırılmasının önemine vurgu yaptı.
"Yer altı sularının yüzde 97'si kullanıma uygun değil"
Açıklamada Oxfam'ın, Gazze'deki insani durumun geldiği noktayı gösteren "Benzersiz Acı ve Yıkıma Neden Olmak" raporu açıklanarak İsrail'in bölgedeki sebep olduğu insani krize karşı örnekler paylaşıldı.
Oxfam raporunda, İsrail'in kasten Gazzelilerin hayatını ve güvenliğini tehlikeye attığı ifade edilirken İsrail'in elinde daha fazla koridor açma gücü bulunmasına rağmen yalnızca iki sınır kapısından yardım girişine izin verdiğinin altı çizildi.
Raporda, bu durumun sınır kapılarında önlenebilir tıkanıklığa yol açtığına dikkati çekilerek, öngörülemez bürokratik işlemlerden geçen yardım malzemelerini taşıyan tırların ortalama 20 gün bekletildiği de hatırlatıldı.
Bazı hayati yardım malzemelerinin askeri bir ikincil kullanım alanı bulunduğu bahanesiyle keyfi olarak geri çevrildiği belirtilen raporda, bunlar arasında jeneratör ve yakıt gibi malzemeler bulunduğu bilgisi yer aldı.
Raporda, yardım gönüllülerinin hem Gazze'ye hem de Batı Şeria'ya girmesinin engellendiğine işaret edildi.
İşgalci İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana 15 bin 413 yardım kamyonunun girişine izin verdiği ancak ihtiyacın bunun 5 katı olduğu belirtilen raporda, şubatta Gazze'ye ulaştırılan yardım miktarının ocaktakine göre yüzde 44 daha az olduğuna dikkat çekildi.
Raporda devam eden saldırıların, yardımların girişi ve dağıtılmasını zora soktuğu değerlendirmesine yer verilerek, Gazze'de katı atıkların yüzde 75'inin rastgele alanlara atıldığı ve mevcutta yer altı suyunun yüzde 97'sinin ise insan kullanımına uygun olmadığı ifade edildi.
Bu durumda Gazze'nin yaşanılamaz hale geldiği bildirilen raporda, Gazze'de güvenli yer kalmadığı, İsrail saldırılarının orantısız, sivil ve insani altyapı ayrımı gözetmeden gerçekleştiği belirtildi.