Dünya

Oxfam: İsrail'in Gazze'de yardım çalışanlarını öldürmesi "sistematik" politikanın bir parçası

İngiltere merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, Gazze'de Dünya Merkez Mutfağı (World Central Kitchen-WCK) konvoyuna "hedefli" saldırının, İsrail'in Filistin'deki politikalarının "sistematik" parçası olduğunu belirtti.

Oxfam'ın Filistin operasyonları yöneticisi Bushra Khalidi, 1 Nisan'da Gazze'de 7 WCK çalışanın hayatını kaybettiği İsrail saldırısını "hedefli ve açıkça kasıtlı" olarak nitelendirdi.

"Bu istisnai olay değil, son 6 aydır sistematik şekilde devam ediyor." diyen Khalidi, saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten beri Gazze'de 200'ün üzerinde insani yardım çalışanının yaşamını yitirdiğine dikkati çekti.

İsrail'in, Batı'daki müttefikleri sayesinde "cezasız kaldığını" dile getiren Khalidi, "İsrail uluslararası hukuku ihlal etti ve ihlallerini sürdürüyor. Üst üste savaş suçları işleyen İsrail eylemlerinden sorumlu tutulmuyor." dedi.

Khalidi, İsrail'in eylemlerinin kısıtlanmamasının Gazze'deki kitlesel açlığa yol açtığının altını çizerek, "İnsani yardım görevlisi olarak kariyerim boyunca böyle bir olaya şahit olmamıştım. Hiç bu düzeyde çaresizlik, umutsuzluk ve yıkım görmemiştim." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze halkının "bir sonraki öğünün arayışında" olduğunu söyleyen Khalidi, "Dünyanın bütün bunların yaşanmasına göz yumması beni üzüyor." ifadesini kullandı.

"İnsanlar harekete geçti ve kalıcı ateşkes çağrısı yaptı"

İsrail'in müttefiklerinin silah tedarikini durdurmak gibi "Gazze'deki olaylara doğrudan etki eden ve atılması gereken adımlardan kaçınmaları" nedeniyle saldırıların sürdüğünü vurgulayan Khalidi, "İsrail'e silah satışında yardım ve yataklık eden, diplomatik destek veren, ateşkes çağrısında bulunmayan tüm ülkeleri Gazze'deki savaş suçlarına ortak sayıyoruz." yorumunu kaydetti.

Khalidi, dünyanın dört bir yanında, büyük kentlerde insanların harekete geçtiğini ve kalıcı ateşkes çağrısı yaptığını hatırlatarak, şunları aktardı:

"Şimdi de İsrail'in silahlandırılmasının durdurulması çağrısı yapıyoruz. Hükümetler, seçmenlerini dinlemek zorundadır, demokratik yollarla seçilmişlerse seçmenlere kulak vermek zorundalar. Aksi takdirde hesap verme riskiyle de karşı karşıya kalırlar."