Bu yıkıcı etkiler, halkın sürekli baskı ve travma altında yaşamasına neden olurken iyileşmenin uzun yıllar alacağı bir süreci de beraberinde getirdi.

Bir yıl boyunca ABD'nin tam desteğiyle sürdürülen soykırım, Gazze halkının sevdiklerini kaybetmesi, sürekli yerlerinden edilmesi, evlerinin yıkılması ayrıca yiyecek, su ve tedavi yetersizliği gibi sıkıntılar yaşamasına neden oldu.

Psikolojik ve fiziksel olarak yıpranmış bir nesil

Psikolog ve sosyolog Emced eş-Şeva, yaptığı açıklamada, "Savaş sadece maddi yıkımla sınırlı kalmadı, aynı zamanda sosyal ve psikolojik dokuyu da hedef aldı. 25 binden fazla çocuk anne veya babasını ya da her ikisini kaybetti ve derin psikolojik travmalarla karşı karşıya." dedi.

Yaşanan psikolojik sıkıntılara işaret eden Şeva, "Psikolojik ve fiziksel olarak yıpranan bu nesil, yeterli koruma ya da psikolojik destek olmadan büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Birçoğu, yüksek sesten sürekli korkma ve kâbus görme gibi psikolojik sorunlar yaşıyor." diye konuştu.

Gazze'de çocukların küçücük yaşlarında büyük sorumluluklar yüklendiğini belirten Şeva, bu durumun, aileleri için yiyecek ve su temin etmek gibi zorluklarla karşılaşan çocukları psikolojik ve sosyal açıdan zor durumda bıraktığını aktardı.

Savaş psikolojisindeki çocukların özel desteğe ihtiyaç duyduğunu, savaşın doğrudan hedef aldığı kadınların ise daha kötü durumda olduğunu dile getiren Şeva, şunları söyledi:

"Rehabilitasyon programları ve psikolojik destek imkanı ne yazık ki güvenlik durumu ve sürekli yerinden edilme nedeniyle sınırlı. Bu da psikolojik rahatsızlıkların kronik sorunlara dönüşme riskini artırıyor. Şehitlerin yaklaşık yüzde 70'i kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Kadınlar, eşlerini ve çocuklarını kaybettiler. Bu da onların psikolojik ve sosyal yüklerini daha da artırıyor. Kadınlar, sevdiklerinin kaybı ve kendi hayatlarıyla çocuklarının hayatlarından duydukları endişe nedeniyle büyük psikolojik baskı altındalar ve aileleri için yiyecek, su temin etmek gibi yeni roller üstlenmek zorunda kalıyorlar. Özellikle hamileler daha fazla sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. Yetersiz beslenme ve ilaç eksikliği hamile kadınların sağlığını doğrudan etkiliyor. Zor koşullarda, çadırlarda doğum yapmak zorunda kalıyorlar."

Sağlık sistemi ve ekonominin çöküşü

Şeva, Gazze'de sağlık krizinin giderek daha da kötüleştiğini, bazı hastanelerin İsrail'in devam eden bombardımanları nedeniyle hizmet veremediğini dile getirdi.

Gazze Şeridi'nde çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine ilişkin ise Şeva, şunları kaydetti:

"Hâlâ çalışmakta olan hastaneler, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği yaşıyor. Elektrik kesintileri ise ameliyatları ve temel tıbbi tedavileri aksatıyor. Gazze'deki sağlık sistemi neredeyse tamamen çöktü, bu da hastalıkların ve salgınların yayılmasına neden oldu ve halkın acılarını artırdı. Temiz su eksikliği bu sıkıntıları daha da kötüleştiriyor, ayrıca çocuklar yetersiz beslenmeden dolayı zayıf bir bağışıklık sistemiyle karşı karşıya, bu da onları hastalıklara karşı en çok etkilenen grup yapıyor."

"Ailelerini geçindiren erkekler işsiz kaldı. Bu da onlar üzerinde büyük bir psikolojik baskı yarattı"

İşgalci İsrail'in Gazze'de bir yıl önce başlattığı soykırımda iş yerleri ve fabrikaları da hedef alması en az 100 bin Filistinliyi işsiz bıraktı. Ekonomik sistem çöktüğü için birçok aile açlık ve yoksullukla karşı karşıya kaldı. İnsani yardımlar, halkın temel ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 5 ila yüzde 7'sini karşılıyor.

Ekonomik kayıpların işçilerin ve ailelerinin sosyal ve psikolojik durumunu doğrudan etkilediğini belirten Şeva, "Ailelerini geçindiren erkekler işsiz kaldı. Bu da onlar üzerinde büyük bir psikolojik baskı yarattı." dedi.

İşgalci İsrail ablukası durumu daha da karmaşık hale getirdi

İşgalci İsrail ablukasının durumu daha da karmaşık hale getirdiğini dile getiren Şeva, şöyle devam etti:

"Yakıt ve ilaç gibi temel malzemelerin girişine engel olunuyor. Bu durum, halkın insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesini zorlaştırıyor ve her geçen gün acılarını daha da derinleştiriyor."

7 Ekim 2023'e kadar Gazze Şeridi'ndeki sanayi tesislerinin sayısı 5 bine yakındı ancak bugün, İsrail saldırıları altında yapılan araştırmaların zorlukları nedeniyle Filistinli istatistik kurumları bu tesislerin durumunu tespit edemiyor.

Birleşmiş Milletler (BM), geçen pazartesi günü, İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi'nde "binaların üçte ikisinin ya yok edildiğini ya da zarar gördüğünü" açıkladı.

BM Uydu Merkezi'ne (UNOSAT) göre, Gazze Şeridi'ndeki toplam 163 bin 778 binadan yüzde 66'sı zarar gördü. 52 bin 564 bina yok edildi. Ağır hasarlı 18 bin 913 bina bulunurken 35 bin 591 bina da yapısal olarak hasar gördü. 56 bin 710 bina ise orta derecede zarar gördü.

"Halka psikolojik ve sosyal destek sağlanmalı yoksa bir nesil kalıcı psikolojik travmalarla büyüyecek"

Gazze'deki insani felaketi önlemek için acil uluslararası müdahalenin gerekliliğini vurgulayan Şeva, dünyanın devam eden soykırımı görmezden gelmeye devam edemeyeceğini söyledi.

Hizbullah-İsrail savaşının merkezindeki Lübnan'ın can damarı "Litani Nehri" Hizbullah-İsrail savaşının merkezindeki Lübnan'ın can damarı "Litani Nehri"

Şeva, "Savaş, altyapı ve insanların ruhlarında büyük bir yıkıma yol açtı. Gazze’deki Filistinliler her gün savaşın baskısı altında yaşıyor ve daha iyi bir gelecek umutlarının yeniden yeşermesi için güçlü bir uluslararası desteğe ihtiyaçları var." dedi.

Gazze'nin yeniden inşasının yoğun uluslararası çabalar gerektirdiğini belirten Şeva, "Ancak en önemlisi, savaşın etkileriyle başa çıkan halka psikolojik ve sosyal destek sağlanması. Aksi takdirde, bir nesil kalıcı psikolojik travmalarla büyüyerek geleceğini kaybedecek." diye konuştu.

Şeva, Gazze'deki hayatın normale dönmesi için uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi çağrısında bulundu

Gazze: Dünyanın en büyük hapishanesi

İşgalci İsrail'in yıllardır sürdürdüğü ablukanın, Gazze'deki insani durumu daha da karmaşık hale getirdiğini, uluslararası toplumun sınır kapılarını açtırma vaatlerine rağmen ablukanın devam ettiğini belirten Şeva, yakıt ve ilaç gibi temel ihtiyaç maddelerinin girişine yönelik kısıtlamaların krizi daha da ağırlaştırdığını, halkın ihtiyaçlarını karşılamayı zorlaştırdığını ifade etti.

İşgalci İsrail, Gazze Şeridi'ni dünyanın en büyük hapishanesine dönüştürdü. 18 yıldır devam eden abluka, yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgede, 2 milyon kişiyi kasıtlı olarak yiyecek, su ve ilaç yetersizliği altında yer değiştirmek zorunda bıraktı.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), haziran ayında yayımladığı raporunda, Gazze'deki işsizlik oranının yüzde 80'e yaklaştığını ve bu durumun Filistin topraklarında işsizlik oranını yüzde 50'nin üzerine çıkardığını belirtmişti.

Editör: Islamist Agenda