Dosya

Soykırımın 1. yılı: Netanyahu siyasi geleceğini katliam ve işgale bağladı

İşgalci İsrail Başbakanı Netanyahu, iyice azalan seçmen desteğini tekrar kazanmak ve dağılmak üzere olan koalisyon hükümetini ayakta tutmak için 7 Ekim 2023 sonrasında ülkesini ısrarla savaş durumunda tuttuğu yönünde eleştiriler aldı.

İşgalci İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan isim olan Netanyahu, ilki 1996'da olmak üzere 7 kez bu koltuğa oturdu.

Netanyahu, İsrail'de görevdeyken yargılanan ilk başbakan olarak tarihe geçerken hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davalar da sürüyor.

İşgalci İsrail'in Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'in yanı sıra 2014, 2018 ve 2021 yıllarında düzenlediği geniş çaplı saldırılarda başbakanlık koltuğunda yine Netanyahu'nun olması dikkati çekiyor.

Partisinin oyu 7 Ekim'den sonra anketlerde yaklaşık yüzde 50 eridi

Netanyahu'nun lideri olduğu Likud Partisinin, 120 sandalyeli İsrail Meclisinde 32 milletvekili bulunuyor.

İşgalci İsrail'de 7 Ekim'den sonraki aylarda yapılan kamuoyu araştırmalarında hem Netanyahu'ya hem de partisi Likud'a verilen destekte büyük düşüş gözlendi.

Anketlere göre, İşgalci İsrail'deki en büyük parti olan Likud'un alabileceği sandalye sayısı 18'e kadar geriledi.

Kamuoyu araştırmaları, İsraillilerin Netanyahu yerine eski Savunma Bakanı Benny Gantz'ı başbakan olarak görmek istediklerini gösterdi.

7 Ekim 2023 sonrasındaki dönemde ise Gazze'ye saldırılarını en yoğun şekilde sürdüren Netanyahu, "Şimdi savaştayız" diyerek erken seçim çağrılarını görmezden gelmekle eleştirildi.

İsrail'de her hafta binlerce kişi erken seçim çağrıları nedeniyle sokaklara dökülse de Netanyahu, aşırı sağcı partilerin desteğiyle koalisyon hükümetini ayakta tutmaya devam etti.

Esir takası için yeni şartlar getirdi

ABD Başkanı Joe Biden, mayıs ayı sonunda Hamas ile İsrail arasında esir takası yapılması için Tel Aviv'in 3 aşamadan oluşan yeni bir ateşkes önerisi sunduğunu duyurdu.

Hamas, birkaç saat içinde Biden'ın "kalıcı ateşkes, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi, yeniden inşa ve esir takasıyla" ilgili önerilere olumlu baktıklarını ilan etti.

Biden, planı sunanın İsrail olduğunu söylediği halde Netanyahu, önerilerin arkasında olduğunu belli eden güçlü bir açıklama yapmaktan hep kaçındı.

Daha sonra Netanyahu, esir takası için Gazze'yi parçalamayı ve dünyadan koparmayı amaçlayan bazı şartlar getirdi.

Netanyahu'nun getirdiği bu şartlar nedeniyle esir takası ve Gazze'de ateşkesi öngören müzakerelerden herhangi bir sonuç çıkmadı.

Netanyahu, en büyük destekçilerinden Biden tarafından da eleştirildi

Yeni şartlarla esir takasını zora sokan Netanyahu, olası mutabakatı önlemekle eleştirildi. Eleştiren isimlerin başında da ABD Başkanı Joe Biden'ın bulunması, eleştirilerin haklılık payını teyit olarak anlaşıldı.

Zira Biden, Netanyahu'nun esir takasına varılması için yeterli çabayı göstermediğini söyledi.

İsrail basınında yayımlanan makalelerde Netanyahu'nun siyasi geleceğini korumak için getirdiği yeni şartlarla esir takasını engellediğine dair yorumlar yapıldı.

Haaretz gazetesinde Amos Harel imzasıyla yayımlanan "Artık açık: Netanyahu, kendi siyasi hayatını riske atmaktansa ceset torbalarında rehineleri tercih ediyor." makalesi de bunlardan biri.

Harel, makalesinde Netanyahu için en önemli mevzunun siyasi bekası olduğunu vurguladı.

Gazze'de tutulan İsrailli esirlerin yakınlarının da Netanyahu'nun mutabakat için koyduğu yeni şartlar nedeniyle esirleri geri getirme niyetinde olmadığı eleştirileri de İsrail basınında sık sık yer buldu.

Müzakereler devam ederken Haniye'ye suikast düzenlendi

İsrail ile Hamas arasında esir takası müzakereleri sürerken Netanyahu yönetimi, mutabakat olasılığını zora sokacak suikasta onay verdi.

Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, 31 Temmuz'da İran'ın başkenti Tahran'da kaldığı konukevine düzenlenen suikastta şehit oldu.

İran ve Hamas, saldırının arkasında İsrail'in olduğunu belirtirken Tel Aviv yönetimi suikastı üstlenmedi.

Haniye suikastı, İsrail ile Hamas arasındaki esir takası sürecini de zora soktu.

Lübnan'daki çatışmayı kontrollü şekilde en üst noktaya taşıdı

Netanyahu yönetimi, son olarak Hizbullah ile İsrail arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana devam eden ve "kontrollü" olarak nitelenen çatışmaları kontrolden çıkaran bir dizi suikasta onay verdi.

Bu suikastlardan en dikkat çekicisi 27 Eylül'de Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlendi. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve Güney Cephesi Komutanı Ali Karaki, İsrail'in düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybetti.

ABD basınına konuşan Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdullah Buhabib, Nasrallah'ın öldürülmeden önce ateşkesi kabul ettiğini, ABD ve Fransa'nın da kendilerine Netanyahu'nun ateşkesi onayladığını ilettiğini belirtti.

Ancak Netanyahu yönetimi, ateşkesi kabul ettiği söylenen Hizbullah lideri Nasrallah'a yönelik suikast düzenledi.

Lübnan'ın karadan işgal edilmesiyle Netanyahu yönetimi, çatışmayı Gazze'nin yanı sıra Lübnan'a da taşıdı.

Hem Heniyye hem de Nasrallah'a yönelik suikastlar, Tel Aviv ile Tahran arasındaki gerilimin de tırmanmasına neden oldu.

Son olarak İran, 1 Ekim'de Haniye ve Nasrallah suikastlarına karşılık olarak İsrail'e füze saldırısı düzenledi.

Netanyahu hükümetinin şimdi de yakın zamanda İran'ın füze saldırısına karşılık vermesi ve Tahran ile Tel Aviv arasındaki tansiyonun daha da artması bekleniyor.

Öte yandan, her ne kadar 7 Ekim'den sonra koltuğu sallansa da katliamlar ve üst düzey isimlere yönelik suikastlardan sonra Netanyahu'nun oylarının yeniden artırmaya başladığı görüldü.

İsrail'deki son kamuoyu araştırmalarına göre Netanyahu'nun partisi Likud, seçim yapılması halinde birinci parti çıkıyor.