Suriye'de Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesinin ardından geçici hükümet kurulurken, Suriyeli kadınlar da geleceğe dair ümitli.

Güzel Sanatlar Fakültesinde okuyan ve açık öğretim yoluyla karşıt gazetecilik üzerine eğitim alan 24 yaşındaki Angela es-Sehvi ile Suriyeli aktivist Selin Kasım da bu kadınlar arasında yer alıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sehvi, ülkesinde Baas rejiminin devrilmesinin ardından özgürlüğüne kavuştuğunu vurgulayarak "Artık kendimi sanatla ifade edebilirim, 2011'de o küçük çocuğun söylemesi gereken her şeyi, babamın ve annemin söylemek istediklerini söyleyebilirim." dedi.

Sehvi, Suriye'de Beşşar Esed rejimine karşı halk ayaklanması başladığında 11 yaşında olmasına rağmen ülkede bir şeylerin ters gittiğinin bilincinde olduğunu belirterek, "Ailem hiçbir şey hakkında konuşamazdı. Dertlerimiz hakkında şikayet edemezdik. Her gün bombalama ve kurşunlama sesini duyardık. Kaybolan insanları bilirdik ama konuşamazdık. Normal bir hayat sürdüremezdik." ifadelerini kullandı.

Ressam olmak için üniversiteye başladığını dile getiren Sehvi, sanatçıların özgürlükten mahrum bırakıldığını belirtti.

Sehvi, "Düşündüklerimizi ve gerçekten söylemek istediklerimizi ifade etmekte büyük zorluklar yaşardık. Her zaman hapse gitmekten korkardık." diyerek, konuşup konuşmaması gerektiği konusunda ailesiyle çok tartıştığını anlattı.

"Gerçek bir vatandaş gibi hissetmedik"

Sehvi, gerçek bir vatandaş gibi hissetmediklerini ve bunun yaşadığı en küçük düşürücü durum olduğunu vurgulayarak "Oy veremiyorduk, geleceğimize karar veremiyorduk ve aşığı olduğumuz şehirde ölü gibi yürümek zorundaydık." diye konuştu.

İsrail'in saldırılarını yoğunlaştırdığı Gazze'de sokaklar cenazelerle dolu İsrail'in saldırılarını yoğunlaştırdığı Gazze'de sokaklar cenazelerle dolu

Ülkeyi sıfırdan inşa etme konusunda sorumluluğa sahip olduklarının altını çizen Sehvi, bunun büyük bir gurur olduğunu dile getirdi.

Sehvi, ülkede yeniden protesto yapma, hükümetteki temsilcileri seçme şansına eriştiklerini düşündüğünü aktararak, sokaklarda kayıp çocuğunun ve kardeşinin fotoğraflarını taşıyanlarla bağ kurabildiğini, gelecek konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

"Suriye için çalışacağız"

Suriyelilerin ülkedeki geçiş sürecini yönetebileceğinin altını çizen Sehvi, "Batının onayına ihtiyacımız yok. Ne yapacağımızı biliyoruz. Esed rejiminden önce Suriye gayet ilerici bir ülkeydi." ifadelerini kullandı.

Sehvi, Suriyelilerin ülkesine karşı sorumluluğunun farkında olduğunu ve ülkesini sevdiğini belirterek "Tüm dünya bize inanmasa bile Suriye için çalışacağız. (Eleştirileri) Umursamıyoruz. Umursamıyorum." dedi.

Suriye'deki farklı yaşam tarzına sahip toplumların bir arada yaşayabileceğine inandığını söyleyen Sehvi, "Ama bu uzun zaman alacak, çünkü 15 yıl boyunca susturulduk, birbirimizle konuşmadık. Birbirimizden korkardık. Rejim hepimizin susmasını isteyen bir sistem içinde var oldu." diye konuştu.

Uluslararası topluma, toplu mezarları araştırma çağrısı

Uluslararası topluma sözünü tutarak kayıp Suriyelileri bulması çağrısında bulunan Sehvi, "Uluslararası toplumun araştırmak istediği toplu mezarlar var. Rejim yıkıldı. Daha neyi bekliyorsunuz? Uzmanların gelip o suçları araştırmasını istiyoruz. Rejimin öldürdüğü insanların cesetlerine ihtiyacımız var. Onların kaderini bilmemiz gerekiyor. Nihayet onların yasını tutma, onlar için ağlama, bir adamın öldüğünü, ortadan kaybolmadığını bilme şansına ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Suriye'deki herkesin rejimin devrilmesinde payı olduğu yorumunu yapan Sehvi, "Hepimiz bu ülkeyi daha iyi bir yer haline getirmek için kanımızı, terimizi verdik; çocuklarımızı, kardeşlerimizi, dostlarımızı verdik. Bu yüzden karar verme hakkımız var." diye konuştu.

Sehvi, "Mutluyum ama Esed'i buraya getirmeliyiz ve onu burada, Suriye'de, dünyanın kralı olduğunu düşündüğü yerde cezalandırmalıyız." dedi.