İsrail'in, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) yasaklamasına ilişkin duruşmalar, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda 5 gün boyunca sürecek.

İlk gün BM, Filistin, Mısır ve Malezya'nın sunum yapacağı duruşmalarda Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluş, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin kanaatlerini sunacak.

"İsrail, uluslararası hukukun çok sayıda emredici normunu ihlal etmiştir"

Filistin adına sunum yapan Profesör Alain Pellet, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında "insanlık dışı ve gerçekten canavarca davranışlarının" şüpheye yer bırakmadığını vurguladı.

Mahkemeden işgalci bir güç ve BM üyesi ülke olarak İsrail'in BM'nin ve kurumlarının işgal altındaki topraklardaki varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerini belirlemesinin istendiğini hatırlatan Pellet, bu duruşmalar neticesinde UAD'nin "somut" bir adım atması gerektiğini vurguladı.

İsrail’in Gazze'ye saldırılarının 15 Ocak'ta kısa süreli ateşkes sürecinde dahi sürdüğüne, üstelik bu ateşkesin Batı Şeria'daki Filistinlilere fayda sağlamadığına dikkati çeken Pellet, Batı Şeria'da Filistinlilerin işgalci askerlerin saldırılarının kurbanı olduğunu dile getirdi.

İngiltere'de Hamas'ın "terör örgütü" listesinden çıkarılması için başvuru yapan avukatlar tehdit ediliyor İngiltere'de Hamas'ın "terör örgütü" listesinden çıkarılması için başvuru yapan avukatlar tehdit ediliyor

Pellet, "İsrail, Gazze'ye tüm insani yardımların girişini engelleyerek ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanında bunu önemli ölçüde sınırlayarak uluslararası hukukun çok sayıda emredici normunu ihlal etmiştir." dedi.

İsrail'in bir an evvel Gazze'ye insani yardımların girişine izin vermesi, yardım merkezlerini hedef almayı durdurması ve Filistinlilerin amansızca yerinden edilmesine son vermesi gerektiğini vurgulayan Pellet, Ekim 2023'ten bu yana Gazze nüfusunun yüzde 90'ına denk gelen 1 milyon 900 bin Filistinlinin çoğu zaman birden fazla kez yerinden edildiğini hatırlattı.

Pellet, "İsrail, uluslararası örgütlerden veya devletlerden olsun, Filistin halkına yardım ulaştırılmasını yasaklayan veya kısıtlayan tüm önlemleri iptal etmekle kalmamalı, aynı zamanda işgalci bir güç olarak insani yükümlülüklerini de olumlu bir şekilde yerine getirmelidir." ifadelerini kullandı.

Ancak İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayan tutumunu sürdürdüğünü kaydeden Pellet, "Gerçekten de İsrail'in BMGK (BM Güvenlik Konseyi) dahil olmak üzere BM organlarının tavsiyelerini ve kararlarını görmezden gelmedeki ısrarı, İsrail'in mahkemenin kararlarını bariz küçümsemesi ve özellikle iyi niyet ilkesini açıkça ihlal etmesi karşısında ancak ciddi bir endişe duyulabilir." dedi.

Pellet, İsrail’in Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında BM mülklerine verdiği zararı karşılaması gerektiğini açıklığa kavuşturmanın da UAD’ye düştüğünü belirtti.

"Filistinli olmak, hiçbir zaman bugünkü kadar acı verici olmamıştı"

Duruşmada Filistin adına sunum yapan Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Mansur, kapanış konuşmasında sözlerine, "Filistinli olmaktan gurur duyuyoruz ancak Filistinli olmak, acıları da beraberinde getiriyor ve Filistinli olmak, hiçbir zaman bugünkü kadar acı verici olmamıştı." diyerek başladı.

Mansur, bu eylemlerin İsrail'in işgalini pekiştirmeyi, Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkını reddetmeyi ve özellikle Gazze, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki C Bölgesi'nde ilhak çabalarını kolaylaştırmayı amaçladığını şu sözlerle anlattı:

"İsrail, bu hedeflerini açıkça itiraf etmektedir. İsrail Başbakanı (Binyamin Netanyahu), işgal ordusuna Gazze'deki Filistin topraklarına el koyması için açıkça talimat verdi. İsrail Hükümeti Batı Şeria'nın tamamının kendilerine ait olduğunu düşünüyor. İsrail, yardımları bilinçli olarak engellediğini ve yardımları bir silah olarak kullandığını itiraf etmiştir. İsrailli yetkililer, Gazze'de hiç kimseyi masum görmediklerini açıkça ifade etmişlerdir.

Bir ulus olarak bu topraklardaki varlığımızı sona erdirmeye çalışıyorlar. Netanyahu, Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkı da dahil olmak üzere kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına izin vermeyeceğini açıkça söylemiştir. İsrail Meclisi, haklarımızın ve bir ulus olarak varlığımızın bu şekilde inkar edilmesini sağlamlaştıracak yasaları kabul etmiştir. İsrail mahkemeleri, tüm bu suçları işleyenleri korudu."

BM'nin kurulmasının nihai amacının, gelecek nesilleri savaştan ve sonuçlarından korumak olduğunu hatırlatan Mansur, "Birbirini izleyen Filistinli nesiller, savaşlara ve işgale katlanmak zorunda bırakıldı ve bu Filistin nesli öldürülüyor ve soykırım herkesin görebileceği şekilde canlı yayımlanıyor ve görünürde bir sonu olmadan devam ediyor." diyerek uluslararası toplumun hesap verebilirliği sağlamadaki tutumuna tepki gösterdi.

"İnsanlık neden kurallar koydu?"

Mansur, uluslararası düzenin en önemli ilkelerinin İsrail tarafından ihlal edildiğini belirterek, buna rağmen İsrail'in cezasız kalmasını eleştirdi.

"Korunmaya hakkı olanlar zarar görecekse ve ihlallerinden sorumlu tutulması gerekenler korunacaksa insanlık neden kurallar koydu?" diye soran Mansur, Mahkemeyi ve BM üyesi devletleri Filistin halkının bağımsız bir devlette özgürce ve güven içinde yaşama hakkı da dahil olmak üzere haklarını korumaya davet etti.

Adaletin sağlanması çağrısında bulunan Mansur, "Uluslararası hukuka dayalı düzenin kalbinde yatan temel kuralların böylesine gelişigüzel, yaygın ve sistematik şekilde ihlal edilmesinin, bütün bir ulusu en korkunç kadere terk etmenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz." dedi.