Halep'ten Hollanda'ya uzanan hayat hikayesini Beyrut'ta AA muhabirine anlatan Hamuş, Suriye'ye Esed'in devrildiğini öğrenir öğrenmez bilet alarak yola çıktığını söyledi.
Hamuş, "Gerçekten bu benim için bir rüya. Galiba annem babam için de öyle olacak çünkü 13 yıl sonra onları görmeye gideceğimi bilmiyorlar." dedi.
Suriye'den çıktığı dönemi hatırlatan Hamuş, "Savaş Halep'e sıçrayınca 2011 gibi Gaziantep'e geçtik, ben tektim. Ailem Afrin'de kaldı. Sonra İstanbul'a geçtik, orada 6 ay çalıştım ve 65 kişi Yunan adalarına gittik botla. Yolculuk kelimelere sığmayacak kadar zordu. Botun motoru bozuldu, yaklaşık 1,5 saat kaldık ve iletişim kurmayı denedik. Bot durduğu, üzerinde çok yük olduğu için batıyordu. Sonunda çalışan bir telefonla iletişim kurduk." diye konuştu.
İletişime geçtikten sonra Yunan Sahil Güvenlik mensuplarının geldiğini aktaran Hamuş, bekledikleri sırada bottaki hamile bir kadının doğum yaptığını paylaştı.
"Günde bir bisküvi ve su ile 2 gün sokakta kaldık"
Hamuş, "Yunan askerleri bizi gemiye alır almaz bize vurmaya ve küfür etmeye başladılar. Ne söylediklerini de anlamıyorduk. Sonra bizi Sisam Adası'na götürdüler. Orada 2 gün sokaklarda kaldık, günde sadece bir bisküvi yedik biraz su içebildik." şeklinde konuştu.
Sonrasında kaçarcasına Atina'ya gittiğini hatırlatan Hammuş, "20-23 gün yollarda geçti. Sonra bizi bir kiliseye götürdüler, kıyafet ve yemek verdiler. Orada iki gün kaldıktan sonra bize tren bileti aldılar ve ben de Hollanda'ya gittim." dedi.
Hammuş, Hollanda'ya sığınmacı olarak gittiğini, Flemenkçe öğrendiğini, oturum izninden sonra vatandaşlık aldığını ve Hollandalı biriyle evlendiğini söyledi.
Suriyeli genç, "Sanki kalbimde hiçbir his yokmuş gibiydi. Çalışıyordum aklım benimleydi ama kalbim ve ruhum benimle değildi. Sürekli Halep'teki ailemi düşünüyordum." diye konuştu.