Lorenzo, işgalci İsrail'in UNRWA ile ilgili iddialarını, bu gerekçeyle kuruluşa sağlanan finansmanın önemli kısmının askıya alınmasını ve bunun olası sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.

İşgalci İsrail'in iddialarının kanıtsız olduğunu vurgulayan Lorenzo, "7 Ekim 2023 saldırılarına karıştığı iddia edilen 12 personeli, delil olmayan bilgilere dayandırarak işten çıkardık. İddialar, o kadar ciddiydi ki böyle hareket etmek zorunda kaldık." ifadesini kullandı.

Lorenzo, Gazze'de insani felaketin gözler önünde yaşandığı böyle bir dönemde UNRWA'nın finansmanının birçok ülke tarafından askıya alınmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Şu anki rolümüz vazgeçilmez. Şu an Gazze'de 2 milyon insanın hayatı bize bağlı." dedi.

Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 27 Ocak'taki kararına değinen Lorenzo, şunları kaydetti:

"UAD kararı, insani yardımın artırılması gerektiği konusunda çok çok açık. Bu, kolektif bir sorumluluktur. Yardımların insanlara ulaşmasını sağlamalıyız. Gazze'deki insanları yüzüstü bırakmamakla yükümlüyüz. O kadar çok şey tehdit altında ki bunlar UNRWA'yla ilgili değil, Gazze'de acı çeken, geleceğin nasıl olacağını bilmeyen insanlarla ilgili."

DSÖ: Lübnan'ın sağlık sistemindeki baskı her zamankinden daha fazla DSÖ: Lübnan'ın sağlık sistemindeki baskı her zamankinden daha fazla

Lorenzo, sadece Gazze'de değil Batı Şeria'da, Lübnan'da ve Suriye'de de halka kritik destek sağladıklarına dikkati çekerek, "Çeyrek milyon çocuğa eğitim sağlıyoruz. Bunu sağlayacak alternatif bir kurum olmadan, bir tek çocuğun bile okulsuz kaldığını düşünmek istemiyoruz. Biz, ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Artık uluslararası toplumun desteğine eskisinden çok daha fazla ihtiyacımız var." diye konuştu.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in, "İsrail'in uzun süredir UNRWA'dan kurtulmak istediği" yönündeki ifadeleri hatırlatılan Lorenzo, yorum yapmaktan kaçındı.

Lorenzo, Avrupa Parlamentosunda dün katıldığı bir panelde, UNRWA'ya finansman desteğini askıya alan ülkelerin kararlarını sürdürmeleri halinde Gazze'de yalnızca birkaç hafta daha faal kalabileceklerini söylemişti.