UNRWA Sözcüsü Fowler, Tel Aviv yönetiminin, 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne saldırılarının başlamasıyla eş zamanlı UNRWA'ya karşı başlattığı karalama kampanyası, Gazze ve Batı Şeria'daki UNRWA tesislerine ve çalışanlarına saldırıların yanı sıra İsrail Meclisinde UNRWA aleyhinde hazırlanan yasa tasarısına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
İsrail Toprak Otoritesi, 30 Mayıs'ta UNRWA'ya gönderdiği mektupta "kiralama şartlarını ihlal ettiği" iddiasıyla 30 gün içinde İsrail’in işgali altındaki Kudüs’te bulunan ofislerini tahliye etmesini istedi.
Tel Aviv, söz konusu kararı ise fanatik Yahudilerin 7 Mayıs'ta İsrail’e bağlı Kudüs Belediye Başkan Yardımcısı Aryeh Yitzhak King öncülüğünde Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki UNRWA Genel Merkezinin kapatılması talebiyle düzenlenen gösteriden sonra aldı.
İsrail'in bu kararından önce de UNRWA Genel Merkezi çevresinde çıkarılan yangın uluslararası tepkilere yol açmıştı.
Bağımsız İnceleme Grubu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in talebi doğrultusunda 22 Nisan'da tamamladığı raporunda, İsrail'in, UNRWA personeline yönelik iddialarına ilişkin hala kanıt sunmadığını bildirdi.
UNRWA Sözcüsü Fowler, İsrail'in söz konusu dayatma ve saldırılarına dikkati çekerek, 30 günlük süreye ilişkin kararı İsrail makamlarından değil medyadan öğrendiklerini kaydetti.
Tel Aviv yönetiminin UNRWA'ya karşı sergilediği tutumu kınayan Fowler, şunları kaydetti:
"Öncelikle bahsi geçen kararı basında çıkan haberlerden öğrendik, konuyla ilgili İsrail makamlarından bize ulaşan bir şey olmadı. Bu, uluslararası diplomasinin ve BM kuruluşlarına gösterilen saygının hak etmediği bir uslüptür. Nitekim bizim merkezimiz bir diplomatik kompleks konumundadır. 30 günlük süre konusunu öğrendik ancak resmi olarak bize tebliğ edilmedi."
İşgal altındaki Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yer alan UNRWA merkezinin tahliye edilmesi için İsrail makamlarının öne sürdüğü gerekçelere dair Fowler, "Bizim tutumumuz oldukça net. UNRWA'nın bu merkezde ve Doğu Kudüs'teki diğer merkezindeki varlığı 1950'li yıllara dayanıyor. Uzun vadeli bir kira kontratıyla her iki merkezin yerini Ürdün makamlarından kiraladık. O dönemde Ürdün'ün Kudüs kenti üzerinde vesayeti vardı." dedi.
Bölgede 1967 yılında yaşanan savaştan sonra siyasi birtakım değişimlerin olduğunu vurgulayan Fowler, "Ancak bizim duruşumuz değişmeyecek. Biz bulunduğumuz yerde kalmakta tamamen haklıyız ve hiçbir yere gitmeyeceğiz. Bizim için hukuki durum değişmedi. Uluslararası hukuka göre bizler, burada işgal edilmiş bir toprakta konuşlandık." ifadelerini kullandı.
Fowler, UNRWA'nın İsrail tarafından alınan karara itiraz edip etmeyeceğine dair soru üzerine de "UNRWA'nın İsrail yargı sisteminin bir parçası olmadığını" söyledi.
Uluslararası diplomatik anlaşmaların UNRWA gibi BM kuruluşlarını da kapsadığını dile getiren Fowler, dolayısıyla BM kuruluşlarının da bulundukları yerlerde diplomatik imtiyazlardan faydalandığını ifade etti.
Aşırı sağcı İsraillilerin Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki UNRWA merkezine ve çalışanlarına yönelik saldırılarına dikkati çeken Fowler, "Tükürdüler, çocuklar arabalarımıza taş attı ve genel merkezi yakmaya çalıştılar. Bu durum, UNRWA Genel Komiseri (Philippe Lazzarini) tarafından da açıkça kınandı." diye konuştu.
Fowler, olaylar bağlamında, Kudüs Belediye Başkan Yardımcısının yaptığı paylaşımla, Kudüs’ün kuzeyindeki Kalendiye bölgesindeki UNRWA’nın eğitim tesislerine saldırı tehdidinde bulunduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu sebeple, maruz kaldığımız saldırıların daha geniş bir planın parçası ve amacın bizi buradan atmak olduğunu görüyoruz. UNRWA’nın faaliyetlerine devam edecek. Defalarca vurguladığım gibi biz buradayız, Doğu Kudüs'te kalmaya devam edeceğiz."
Fowler, İsrail'in Batı Şeria ve Kudüs’te UNRWA'ya yönelik saldırıları konusunda, "Çalışanlarımız artık işlerini yapmak için özgürce hareket edemiyor ve (İsrail güçlerinden) izin alamadıkları için Doğu Kudüs'teki ofisimize gelemiyor." dedi.
UNRWA’nın Kovid-19 dönemine benzer bir durumda olduğuna işaret eden Fowler, UNRWA okullarında hizmet veren "öğretmenlerin işe gidemediğini ve çalışanların kontrol noktalarında korkutulduğunu" aktardı.
Fowler, BM’ye ait araçlara Batı Şeria'da saygı gösterilmediğini ifade ederek İsrail’in UNRWA’yı "özellikle hedef aldığını" belirtti.
İsrail Meclisinde (Knesset), 29 Mayıs'ta yapılan ön oylamada UNRWA'nın dokunulmazlıklarının ve ayrıcalıklarının iptal edilmesini öngören yasa tasarısının onaylanmasının yanı sıra UNRWA’yı “terör örgütü olarak sınıflandırma” girişimini hatırlatan Fowler, şunları kaydetti:
"Yasa tasarısını yakından takip ediyoruz. Kalmak ve faaliyetlerimize devam etmek bizim istediğimizle değil, BM Genel Kurulu tarafından Filistinli mültecilerin krizlerine adil ve kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar çalışmalarımızı sürdürmemiz talimatı verildiği için buradayız."
Fowler, UNRWA’ya karşı kapsamlı bir kampanya yürütüldüğünü vurgulayarak, “70 yıldan uzun süredir Ajansın Filistinli mültecilere yardım etmeyi sürdürdüğünü" kaydetti.
BM yetkilisi, ayrıca Filistin meselesindeki çözümsüzlük nedeniyle UNRWA’nın bölgede faaliyet gösterdiğini belirterek, "Biz kendi tercihimizle değil, uluslararası toplum yıllardır devam eden (Filistinli) mülteci krizine siyasi çözüm bulmakta başarısız olduğu için buradayız." ifadelerini kullandı.