Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, karar tasarısının kabul edilmesinin, Filistin Devleti'nin BM'ye tam üyeliği ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı konusunda uluslararası bir fikir birliğini yansıttığı ifade edildi.
Açıklamada, uluslararası topluma İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve Filistin sorununun adil, kalıcı ve barışçıl bir şekilde çözülmesi için koordineli çabalar göstermesi çağrısında bulunuldu.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da karar "tarihi" olarak nitelendirildi.
Kararın "tarihi bir gerçekliğin ve sahadaki gerçeğin vücut bulmuş hali" olarak değerlendirildiği açıklamada, İsrail'in Filistin halkına ve onların haklarına yönelik benzeri görülmemiş saldırıları gölgesinde, Filistin meselesinin içinden geçtiği hassas bir aşamada bu kararın verilmesinin zamanlamasının önemine işaret edildi.
Açıklamada, Filistin devletini tanıma kararını henüz almamış tüm ülkelere, Filistin davasını ve Filistin halkının haklarını desteklemek için bu önemli adımı atma yolunda ilerlemeleri çağrıda bulunuldu.
BM Güvenlik Konseyi'ne ve etkili uluslararası taraflara Gazze Şeridi'nde meydana gelen tehlikeli durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmeleri çağrısında bulunulan açıklamada, iki devletli çözüm ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması vizyonuna ulaşmak için uluslararası çabaları yoğunlaştırmanın önemli olduğu vurgulandı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da kararın, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve iki devletli çözüm çerçevesinde kendi bağımsız devletini kurma hakkına sahip olduğu konusunda uluslararası fikir birliğini açıkça ortaya koyduğu aktarıldı.
Karar lehinde oy kullanan ülkelerin olumlu duruşunun takdir edildiği açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ne üye devletlere tarihi sorumluluklarını yerine getirmeleri, uluslararası mutabakata karşı çıkmamaları ve Filistin halkının BM'ye tam üyeliğini elde etme yönündeki ahlaki ve yasal hakkını savunmaları çağrısında bulunuldu.