Beinart, yeni kitabı "Gazze’nin Yok Edilmesinden Sonra Yahudi Olmak: Bir Hesaplaşma" adlı eserinde, Gazze’de yaşanan yıkımı ve insanlık dramını ele aldı.
"Hayal Edemeyeceğim Bir Felaket"
Beinart, daha önce İsrail’in Filistinlilere yönelik geniş çaplı bir etnik temizlik yapabileceği endişesini dile getirdiğini, ancak Gazze’de gördüklerinin bu öngörüsünü bile aştığını belirtti. İsrail’in Haaretz gazetesinin bir podcast yayınına katılan yazar, Gazze’de son 15 ayda yaşananların bir toplumun tamamen yok edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Yıkımın, konutlardan hastanelere, okullardan tarım alanlarına kadar hayatın her alanını kapsadığını vurguladı.
"Toplu Sürgün Kabul Gördü"
Beinart, Gazze’deki yıkımın yanı sıra toplu sürgün fikrinin İsrail ve ABD’de sadece aşırı sağ tarafından değil, aynı zamanda ılımlı ve merkezdeki kesimler tarafından da kabul görmesinin dehşet verici olduğunu ifade etti. Bu durumu "hayal edilemez bir kötülük" olarak nitelendiren yazar, bu tür bir desteğin insanlık değerlerine aykırı olduğunu belirtti.
"Psikolojik Savunma Mekanizmaları"
Podcast’te Beinart, Yahudi toplumunda kendini "ılımlı" ve "empatik" olarak tanımlayan kesimlerin, Gazze’de yaşananları görmezden gelerek psikolojik savunma mekanizmaları geliştirdiğini söyledi. Bu kesimlerin, yaşanan trajediyi rasyonelleştirmek için çeşitli argümanlar ürettiğini vurguladı.
"Amerikan Yahudiliği Temsil Edilmiyor"
Beinart, Amerikan Yahudi toplumunun büyük bir kısmının Gazze savaşına yönelik eleştirisiz desteğinin ne Amerika’yı ne de Yahudiliği temsil ettiğini savundu. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın "Gazze Rivierası" önerisini eleştiren yazar, bunun Tevrat’ın temel ilkelerinden birini çiğnediğini dile getirdi.
Peter Beinart’ın açıklamaları, Gazze’de yaşanan insanlık krizine dair uluslararası toplumun sessizliğine ve İsrail’in politikalarına yönelik sert bir eleştiri niteliği taşıyor. Yazar, Gazze’deki yıkımın sadece fiziksel değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküşe işaret ettiğini belirtiyor.