Middle East Eye'nin haberine göre kendilerini "yüksek sesle, gururla ve açıkça Siyonist" olarak tanımlayan grup, hem Filistin yanlısı aktivistlerin hem de ana akım Yahudi-Amerikan topluluklarının eleştirilerine maruz kalıyor.
Grubun internet sitesinde, "Biz kibar ve nazik Yahudiler değiliz, biz yüksek sesle konuşan gururlu Siyonistleriz. Hem çevrimiçi hem de çevrimdışıyız ve direkt, net ve gururlu Betar üyeleriyiz" ifadeleri yer alıyor.
Betar USA, Filistin yanlısı aktivistlere ve Yahudi-Amerikalılara yönelik tehditler savurmak, mülkleri tahrip etmek ve öğrenci protestolarına karşı şiddet çağrısında bulunmak gibi faaliyetlerle dikkat çekiyor. Grup, Gazze'nin yok edilmesi çağrıları da yaparak, ABD'deki birçok kesimin tepkisini çekti.
Betar’ın tarihi: Aşırı sağcı siyonizmin kökleri
Betar, 1923 yılında Letonya’da aşırı sağcı Siyonist ideolog Ze'ev Jabotinsky tarafından kuruldu. Grubun resmi adı Brit Yosef Trumpeldor, 1920'de Filistin'in kuzeyindeki bir Yahudi yerleşiminde çıkan çatışmada öldürülen bir Yahudi yerleşimciye atıfta bulunuyor.
Jabotinsky, Yahudi kimliğini güçlendirmek ve Filistin'de bir Yahudi devleti kurma hedefi doğrultusunda askeri eğitim almış, kararlı bir "yeni Yahudi" nesli yaratmayı amaçladı. Grup, kısa sürede Doğu Avrupa'da, özellikle Polonya’da, sağcı Siyonizmin merkezi haline geldi. Jabotinsky'nin vizyonu, otoriterlik ve militarizmi temel alan bir hareket yaratmaktı.
Betar, 1930’larda Filistin’e Yahudi göçünü kolaylaştırmak için çalıştı ve İngiliz yönetiminin göç sınırlamalarını yasa dışı yollarla aşmaya çalıştı. Grup, İsrail'in kuruluşundan sonra Siyonist milis grubu Irgun ile birleşti ve İsrail ordusunun temel taşlarından biri haline geldi.
Betar USA’nın yeniden doğuşu
Betar USA, ilk olarak 1929'da kuruldu, ancak uzun yıllar boyunca etkinliği sınırlı kaldı. Grup, Haziran 2023'te İsrail-Amerikalı girişimci Ronn Torossian ve İsrail yanlısı Kongre üyesi Ritchie Torres tarafından yeniden canlandırıldı.
Betar USA, kendisini "Yahudileri miraslarını ve İsrail'i savunmaya teşvik eden" bir hareket olarak tanımlıyor. Grup, "diğer Yahudi organizasyonların pasif kaldığı yerlerde harekete geçtiklerini" iddia ediyor. Ancak, pratikte faaliyetleri Filistin yanlısı aktivistlere ve öğrencilerle çatışmaya odaklanıyor.
Ekim 2024'te, Betar USA, Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles'taki Filistin yanlısı öğrenci protestolarında şiddeti teşvik etmekle suçlandı. Grup, polis müdahalesi olmaması durumunda "Yahudi gruplarını organize ederek müdahale edeceklerini" açıkladı.
Yahudi-Amerikan toplumundan tepkiler
Betar USA’nın faaliyetleri, Yahudi-Amerikan topluluğunun farklı kesimlerinden sert eleştiriler aldı. İsrail yanlısı Anti-Defamation League (ADL) ve İsrail karşıtı Jewish Voice for Peace (JVP) gibi gruplar, Betar’ın şiddet yanlısı ideolojisini kınadı.
ADL, Betar’ı "aşırı sağcı ve nefret dolu ideolojilere sahip bir grup" olarak tanımlarken, JVP sözcüsü grubu "Filistin özgürlüğüne ve sosyal adalete karşı şiddeti açıkça savunan aşırı sağcı bir grup" olarak nitelendirdi.
Bununla birlikte, bazı gözlemciler, Betar’ın pozisyonlarının ABD'deki Siyonist-Yahudi toplulukların politikalarının bir yansıması olduğunu savunuyor. Betar’ın eleştirilerinin, grubun açık ve agresif üslubundan kaynaklandığı, ancak temel mesajlarının birçok Siyonist grup tarafından paylaşıldığı belirtiliyor.
Şiddet çağrıları ve yasal sorunlar
Betar USA, Filistin yanlısı aktivistlere yönelik tehditleriyle dikkat çekiyor. Grup, Ocak 2025'te New York merkezli Filistinli aktivist Nerdeen Kiswani hakkında "ödül" koyarak, şiddet çağrısında bulundu. Ayrıca, Yahudi-Amerikalı akademisyen Norman Finkelstein ve yazar Peter Beinart gibi İsrail’i eleştiren isimleri hedef aldı.
Grup, aynı zamanda Müslüman topluluklara karşı nefret söylemi ve şiddet içeren eylemlerle suçlanıyor. Brooklyn’deki bir Bangladeş camisi önünde nefret söylemi içeren sloganlar atan grup, Filistin yanlısı protestoculara fiziksel saldırılarda bulundu.
Betar USA, şiddet yanlısı tutumları ve Filistin karşıtı söylemleriyle ABD’de tartışmaların odağı haline geldi. Yahudi-Amerikan toplumu içinde bile geniş bir destek bulamayan grup, aşırı sağcı ideolojilerin ABD’deki etkisini ve Filistin meselesi üzerindeki kutuplaşmayı gözler önüne seriyor.
Grubun faaliyetleri, yalnızca Filistin yanlısı aktivistlerin değil, aynı zamanda ana akım Yahudi topluluklarının da tepkisini çekmeye devam ediyor.