Gazze'ye gidiş sürecini ve bölgede yaşadıklarını anlatan Kamacı, Ürdün Rahma Derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneğinin organizasyonuyla 25 kişilik bir ekiple Mısır'daki Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye ulaştıklarını söyledi.
Ekipte Türkiye'den sadece kendisinin olduğunu dile getiren Kamacı, "Şu anda bulunduğumuz yer, Han Yunus ile Refah arasındaki bir bölgede. Gazze Avrupa Hastanesindeyiz. Burada sağlık hizmeti veriyoruz. Burada 6 aydır tüm dünyanın gözü önünde süren büyük bir zulüm ve soykırım var. Buna rağmen sessiz kalan, maalesef gücü yettiği halde sessiz kalan devletler, hükümetler var. Kişisel olarak herkesin imtihanı kendine, ben de kendi imtihanımı vermek için buradayım. Çünkü ben öncelikle inançlı sonra da vicdanlı bir insanım." diye konuştu.
Kamacı, dünyadaki vicdanlı kişilerin Gazze'ye destek için boykot, gösteri gibi çeşitli faaliyetlerde bulunduğunu, kendisinin de bir hekim olarak üzerine düşeni yapma fırsatı yakaladığını aktararak, bölgede özellikle travma cerrahisinde uzmanlaşmış hekim, hemşire, yoğun bakım hemşirelerine çok ciddi ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Gazze'de ciddi anlamda sağlık hizmeti veren sadece iki hastane bulunduğuna dikkati çeken Kamacı, "Çok ciddi malzeme ihtiyacı var. Malzeme biter, acillere yetişmez diye şu anda sadece acil ameliyatlar yapılıyor. Burada hem dünyanın her yerinden ciddi uzman desteğine hem de ciddi tıbbi malzeme desteğine ihtiyaç var." diye konuştu.
Kamacı, Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye ulaşan yardım tırlarının sayısının bölgedeki ihtiyacı karşılayamadığının altını çizerek, günde en az bin tıra ihtiyaç olmasına karşın bölgeye giriş yapan tır sayısının 70-100 arasında olduğunu ifade etti.
"Türkiye'den geldiğimi duyan birçok kişi gelip boynuma sarıldı"
Gazzelilerin, yaşadıkları sıkıntı ve açlığa rağmen sahur ve iftarlarını kendisiyle paylaştığını belirten Kamacı, "Mısır'dan Gazze'ye geçene kadar bütün suratlar asıkken, Gazze'ye geldiğimiz anda tüm bu savaşa, acıya, yokluğa, bütün bu sıkıntılara rağmen hep gülen insanlar gördüm. Bu beni çok etkiledi. Bizi çok iyi karşıladılar. Özellikle Türkiye'den geldiğimi duyan birçok kişi gelip direkt boynuma sarıldı. Buradaki insanların Türkiye'den çok fazla beklentisi var." ifadelerini kullandı.
Taner Kamacı, Gazze'nin kuzeyi ve diğer bölgelerinde yerinden edilen kişilerin çalıştığı hastanenin çevresine sığındığını belirterek, halkın daha güvenli olduğunu düşündükleri hastane koridorları, merdiven aralıkları gibi yerlerde barınmaya çalıştığını kaydetti.
Savaş durmadığı sürece Gazze'de sadece geçici çözümler üretilebileceğine işaret eden Kamacı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Belki Gazze'nin en güvenli yeri burası olmasına rağmen hemen hemen her gün hastane yakınlarında, etrafımızda bombalamalar oluyor. Her gün acile 50-60-100 kişi ya enkazdan çıkarılmış ciddi travmaları olan hastalar ya da özellikle keskin nişancı atışları olan vurulmuş büyükler, çocuklar, kadınlar getiriliyor. Biz bunları elimizden geldiğince ameliyat edip toparlamaya çalışıyoruz ama onlar bir bombayla 100 kişiyi yaralıyor veya öldürüyor biz 100 kişi toplanıp 20 hastayı kurtarmaya çalışıyoruz. Buradaki çocukların, kadınların, insanların çektikleri acıları, yaralanmalarını, travmalarını yürek kaldırmıyor. Biz sağlıkçı olduğumuz halde yüreğimiz kaldırmıyor."